Okulsuz Toplum- Ivan Illich -3-
1.Teknoloji, insana
ya meydana getirme ya da yapma ile doldurabileceği ihtiyarî bir zaman
sağlamaktadır.
2.Daha uzun süreli dayanıklı malların sınırlı
sunumu, mevcut zamanı doldurma ve insan etkileşiminin arzu edilebilirliğini ve
fırsatını artırabilecek kuramlara girişi sağlamak yolunda radikal bir
alternatiftir.
3.Dayanıklı mamüllerin bulunduğu bir ekonomi ürünlerin
faturalarını kısıtlama anlamına gelmektedir.
4. Arzu edilebilir ve yaşanır olan bir gelecek,
teknolojik becerimizi başarılı kuramlarının gelişmesi yönünde kullanmaya
duyacağımız istekliliğe bağlıdır. Bu durum, eğitim araştırması alanında şu anki
eğilimlerin tersine çevrilmesi yönünde bir istek anlamına gelmektedir.
5.Yoğun şehirleşmenin baskısı altında çocuklar,
okul tarafından biçim verilecek ve endüstri makinesince işlenecek doğal
kaynaklar haline gelmiştir.
6. Analojik nedenlerden dolayı öğrenciler
müfredata ciddi şekilde boyun eğdiklerinde, kendilerini paranoyak hissetme
eğilimi göstermektedirler.
7. Eğitim
araştırmasının ölü noktası, teknolojik gelişmenin teknokratik kontrolle çelişki
içerisinde bulunduğu bir toplumun kültürel önyargısını oluşturmaktadır.
8. Teknokratlar için, bir çevrenin değeri, her bir
insan ve onun toplumsal çevresi arasında daha fazla ilişki programlanabildikçe
artmaktadır.
9. İhtiyaç duyduğumuz yapılar, her insanın
öğrenmek ve diğerlerinin öğrenmesine yardımcı olmak suretiyle kendisini
tanımlamasını mümkün kılacak olanlardır.
10. Pek çok öğretmen, öğrenci, vergi mükellefi,
işveren, ekonomist ve polis artık okullara bağımlı olmayı tercih etmemektedir.
Yeni kurumları şekillendirmekten duydukları düş kırıklığını engelleyen sadece
hayal gücü eksikliği değil, fakat genellikle, uygun bir dilin ve aydınlanmış
ilgi eksikliğidir de.
11. Öğrenme edimini gerçekleştirmek için,
öğrencileri istek ve zaman bulmaya teşvik edebilir ya da rüşvet vermek üzere
öğretmenler çalıştırmak yerine, kişinin kendi kendine motive olduğu öğrenmeyi
tercih edebiliriz.
12. Okullar en temel anlamda, herhangi bir hükümet
ya da piyasa organizasyonunca imal edilmiş ideolojiye bağımlı değildir.
13. Kaliteli bir eğitim sistemi şu üç amacı
gerçekleştirmeye çalışmalıdır: Yaşamının herhangi bir anında mevcut kaynaklara
ulaşmak suretiyle bir öğrenim gerçekleştirmek isteyen herkese imkan
sağlamalıdır; bilgi sahibi olanların, bu bilgilerini paylaşmaları konusunda
kendilerinden birşeyler öğrenmek isteyenleri bulmalarına yetki tanımalıdır;
halka, yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağlayabilecek bir imkân olarak, bir
konuyu onlara sunmak isteyenler için gereken her türlü olanağı sağlamalıdır.
14. Öğrenciler zorunlu bir müfredat programına
katılmaya zorlanmamalıdır ya da bir diploma veya sertifika edinme gibi bir
ayrımcılığa tabi tutulmamalıdır.
15. Okullaşmış
zihniyete sahip bir birey, dünyayı, sadece gerekli giriş kartına sahip olan
bireylerin girebildiği sınıflandırılmış piramit paketleri olarak algılamaktadır.
16. “Kişi ne öğrenmelidir?” sorusuyla değil,
“hangi seviyedeki insanlar öğrenici olarak öğrenme eylemi için bir ilişkiye
girmeyi istemektedir?” sorusuyla işe başlanmalıdır.
17. Öğrenme ediminde bulunmak isteyen biri, onun
kullanımı için hem bilgiye hem eleştirel cevaba ihtiyacı olduğunu bilmektedir.
18. Oyunlar okulda turnuva olarak yer aldığında
sadece boş zamanı değerlendirmekle kalmaz, aşağılık kompleksiyle soyut bir
bağlantı kurmaksızın oyunu rekabete dönüştürme amacıyla kullanılan araçlar
haline gelirler.
19. 1930’larda herhangi bir genç, arabasını nasıl
tamir edeceğini bilirdi. Fakat günümüzde araba üreticileri telleri çoğaltmakta
ve uzman tamircilerden başka hiç kimsenin arabayı tamir etmesine olanak
tanımamaktadırlar.
20. Gençlerin rüştlerini ispat etmelerine izin verilmelidir
ki, böylece sahip oldukları bilgileri ve gerçeğe erişme yolundaki yeteneklerini
halka dayalı hükümetin hizmetinde çalışmak için kullanabilsinler.
21. . Uluslar ve anonim şirketlerin sahip olduğu
ve kontrol ettiği bir dünyada, eğitimsel amaçlar için sadece sınırlı kullanım
hakkı mümkün olacaktır. Fakat eğitim amaçları için paylaşılabilecek olan bu
araç-gereçlerin giderek artan kullanımı, temel siyasal engelleri aşmada bize
yardımcı olabilecektir.
22. Özel bir zorluğa maruz kalmamış, çok iyi motive
olmuş bir öğrenci, öğrenmek istediği şeyleri nasıl yapması gerektiğini
gösterebilecek bir kişiden elde edeceğinden daha fazla bir yardıma ihtiyaç
duymaz.
23. Yeteneklerini sergilemeden önce pedagog olarak
sertifika edinmeleri gereken yetenekli insanlarca yapılan talep; yaşamlarının
belli dönemlerinde, muhtemelen özel koşullar altında ya insanların öğrenmek
istemedikleri şeyleri öğrenen ya da bütün insanların -özel bir handikaba sahip
olanların bile- belirli şeyleri öğreneceği ısrarının bir sonucudur.
24. Günümüzde, eğitim piyasasında sahip olunan
yetenekleri nadir kılan şey, bu yetenekleri ortaya koyabilecek kişilerin bir
sertifika vasıtasıyla halkın kendilerine karşı duyacakları güven ortaya
konulmadıkça, bunu gerçekleştiremeyecek olmalarıdır.
25. Öğrenmeyi, öğretme mesleği dışında tanımlamayı
öğrendiğimiz sürece, yeteneklerini ortaya koyacak olan insanların sayısı
çoğalacaktır.
26. Sertifika uygulaması, akademik özgürlük
imtiyazı adına, bir başka kişinin sahip olduğu bilgiyi paylaşmaya dayalı kamu
yararını değiştirmek suretiyle, eğitim özgürlüğünü kısıtlama eğilimindedir.
27. Öğretim üzerindeki kısıtlamalar bir kez
kaldırıldığında, buna paralel olarak, öğrenme üzerindeki kısıtlamalar da
kalkacaktır.
28. Arzu edilebilir bir eğilim sistemi, her bir
bireye partnerini ve katılmak istediği aktiviteyi açıkça belirlemesine olanak
tanımaktadır.
29.Entellektüel liderlik; çalışmalarında
diğerleriyle olan işbirliğindeki üstün zihinsel disipline, hayale ve
istekliliğe bağlıdır.
30.Her gerçek öğretici-öğrenen ilişkisinde ortak
olan şey, aralarında varolan ilişkinin bir ücrete dayanmaması ve her ikisi için
de farklı şekillerde ortaya çıkan imtiyazı paylaşmalarının bilincinde
olmalarıdır.
31. Gerçek öğretici-öğrenen ilişkisini belirleyen,
onun ücretsiz oluşudur Aristoteles bunu şöyle açıklar: ‘Kararlaştırılmış
kelimelere dayanmayan moral bir arkadaşlık tipidir, bir arkadaşa göre bir
yetenek sağlamaktadır'. Thomas Aquinas ise bunun bir aşk ve merhamete dayalı
bir öğretim yolu olduğunu vurgular. Böylesi bir öğretim, öğretmen için daima
bir lükstür, öğretmen ve öğrencisi için bir boş vakit (Yunanca ‘schole’)
sorunudur. Başka bir amacı olmadığı gibi her ikisi için de anlamlı olan bir
çalışmadır.
32. Plânlanmamış olan hiçbir şey arzu edilebilir
olmadığından şehir çocuğu her isteğimiz için bir kurum tasarımlayabileceğimiz
sonucuna varmaktadır.
33.Talep edilmeyen hiçbir şeyin üretilemeyeceğini
bilen kişi, bir süre sonra üretilmemiş bir şeyin talep edilmeyeceğini düşünmeye
başlar.
34.Okul, yaşadığınız topluma ihtiyacınız olduğuna
sizi inandırmaya çalışan bir reklâm ajansıdır.
35.Öğrenme yolunda insanlar imkânlara sahip
olurken, yeni şanslar ve liderlik arama yolundaki istekleri artacaktır.
36. Okulsuzlaştırılmış eğitimin, -engellemeden
ziyade- eğitim serüvenine yeni katılanları desteklemeye istekli olacak pratik
zekâlı insanları araştırmasında, bir artış söz konusu olmalıdır.
37. Zorluklarla karşılaştıklarında öğrencilerin
deneyimli liderliğe ihtiyaçları olacaktır: Birincisi pedagojik ihtiyaç,
İkincisi bilginin bütün alanlarındaki entelektüel liderlik için duyulan ihtiyaç.
Bunlardan birincisi,
insan öğreniminin ve eğitim kaynaklarının bilinmesini gerektirmektedir.
İkincisi ise herhangi bir keşifteki deneyime dayalı bilgiyi gerektirmektedir.
38.Gerçekte, özel eğitim yeterliliği üç tipe ayrılmalıdır:
Bir tanesi eğitimsel değişimlerin ya da burada ortaya konulmuş olan çalışma
ağlarının çeşitlerini ortaya çıkarmak ve uygulamak; bir diğeri bu çalışma
ağlarının kullanımında öğrencilere ve velilere yardımcı olmak; ve üçüncüsü de
entelektüel keşif yolculuklarındaki teşebbüs zorluklarında primus inter pares
(eşitler arasında birinci) olarak hareket etmektir.
39 Toplum, en büyük birkaç tüketiciyi; yeryüzünü
tüketmesi ve şişmiş midelerini doldurmak, daha küçük tüketiciler üzerinde
hakimiyet kurmak onları disipline etmek ve sahip olduklarıyla yetinmekten
memnuniyet duyanları pasifize etmek için gücü ele geçirmede rekabet etmeye
zorlamaktadır.
40.Değerler,
plânlanmış ve tasarımlanmış süreçlerde kurumsallaştırıldığında, modern toplumun
üyeleri iyi yaşamın hem kendilerinin ve hem de toplumun inanmaya ihtiyaç
duydukları değerleri tanımayan kurumlara sahip olmasından ibaret olduğuna
inanmaktadırlar.
41. Kurumsal değer bir kurumun üretim seviyesiyle
tanımlanabilir. Kurumsal değer bir kurumun üretim seviyesiyle tanımlanabilir.
İnsanın buna tekabül eden değeri, bu kuramların üretimlerini tüketme ve itibar
etmeme davranışıyla ölçülmektedir.
42.Kurumsallaştırılmış bir kişinin değeri,
istenmeyenleri eleyen bir birim olarak kapasitesine bağlıdır.
43.Yeryüzü kaynaklarının tüketimi ve kirletilmesi,
insanın imajının yozlaşmasının, bilincindeki gerilemenin bir neticesidir.
44.Global düzeyde yeni bir denge bulma yolundaki
çabalar, değerlerin, kurumsallaştırmanın dışına taşınmasına bağlıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder