İnsan Gücü Yönetimi
İnsan Gücü Yönetimi
İşletmeler
hedeflerine ulaşabilmek için üç kaynağa ihtiyaç duyarlar. Bu kaynaklar;
a- Fiziksel kaynaklar
b-
Finansal kaynaklar
c.
İnsan kaynaklarıdır.
Her
üç kaynak da önemlidir lakin bir tanesi rekabet avantajını arttırdığı için bir
tık daha önemlidir. Bu önemli kaynak ise insan kaynaklarıdır. Burada önemli
olan kaynakların nasıl yönetileceğidir.
İnsan
Gücü Yönetiminin Tarihsel Gelişimi
Geçmiş
dönemlerde işletmelerde çalışan kişiler için başlarda insan gücü, iş gücü kavramları
kullanılmış daha sonraki dönemlerde ise bu kavramlar yerini personel sözcüğüne
bırakmıştır.
1980
dönemlerinden sonra bir ücret karşılığında çalışanlar için insan kaynakları
kavramı kullanılmış, 1990 dönemlerinden sonra ise stratejik kaynak, entelektüel
sermaye ve beşeri/ insan sermayesi gibi kavramlar kullanılmıştır.
Günümüzde
ise işletme sahipleri, çalıştırdıkları kişileri kaynak olarak cezbedilmesi
gereken, geliştirilmesi gereken ve en önemlisi elde tutulması gereken bir
yetenek olarak görmektedirler.
İnsan Gücü Yönetimi
Sanayi devrimi insan gücü yönetiminde önemli bir kilometre
taşıdır. Çünkü sanayi devrimi ile ev üretimi son bulup yerini fabrika sistemine
bırakmıştır. Bu dönem ile makineleşme artmış ve insanlar toplu bir şekilde
fabrikalarda çalışmaya başlamışlardır.
Sanayi devrimi 18. Yüzyılın ikinci yarsında ilk olarak
İngiltere’de gerçekleşip Avrupa ülkelerine ve Amerika’ya da yayılmıştır.
Fabrika sistemi, genel olarak istihdamı fazla
arttırmamış, çalışanların gelirlerini yükseltmemiştir ama yaşam kalitesinin
artmasını sağlayacak mal ve hizmetlerin üretimini arttırmıştır. Fabrikalardaki kötü çalışma koşulları ve
çalışanların kazandıkları ücretin az olması nedeniyle 19.yüzyıl
sonlarında,20.yüzyıl başlarında işçi hareketleri yoğunlaşmıştır. Ayrıca bu
dönemlerde grevler meydana gelmiştir.
1800’lü yılların sonunda sendikal hareket ön plana
çıkmıştır. Sendikal hareket aracılığı ile çalışanların ve onların ailelerinin
yaşadıkları zorluklar kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Bu hareket sayesinde
ayrıca bazı işverenler kendi çalışanlarının ekonomik açıdan refahlarına ilgi
gösterdiler. Bu ilgi ile refah sekreterliği isimli bir pozisyon ortaya çıkmıştır. Refah sekreterliği,
bazı örgütlerde tıbbi, barınma, mali, çalışanlara eğitimsel, kültürel ve
dinlenme kolaylıklarını sağlama
sorumluluğunu üstlenir. Ayrıca refah sekreterliği personel yönetiminin
başlangıcı sayılmaktadır.
İnsan gücü / iş gücü kavramı, bir insanın faydalı
şeyler üretmek gayesiyle harekete geçirmesi gereken fiziksel ve zihinsel
yeteneklerinin bütünü anlamına gelse de bu tanımlama sanayileşme döneminin ilk
dönemlerine aittir. Bu dönemlerde de işverenler daha az kaynak ile daha çok
ürün çıkarmaya ilgi göstermişlerdir. İnsan gücü ya da iş gücü işverenler
dışındaki çalışanları kapsamaktadır.
Kaynak: Global Enstitü / İnsan Kaynakları Yönetimi Eğitimi
Yorumlar
Yorum Gönder