Gizli İkna Taktikleri / Kevin Hogan -3-
1. İnsan beyninin işleyişi ve düşünce biçimimiz hakkında
milyonlarca söz söylenmiş, milyonlarca fikir ve teori geliştirilmiştir. Ancak,
kesin olan bir şey vardır: Birilerini sizin gibi düşünme konusunda ikna etmek
istiyorsanız, zihninizi onlarınkiyle aynı boyuta taşımalısınız.
2. Başarılı bir ikna; ancak, anlamların, duyguların,
anlayışların bütünleştiği, “zihinlerin tek bir potada eridiği” ortamlarda
mümkün olabilir.
3. Diğer insanları kendi düşünce biçimimizi benimsemeye ikna
etme konusunda nasıl ustalaşacağız? Bu sorunun yanıtını bulabilmek için
öncelikle karşımızdaki insanı motive eden ve harekete geçiren şeyleri anlamamız
gerekir. Bu bilgi sayesinde, düşüncelerinizi ve taleplerinizi, karşı tarafın
kolaylıkla anlayabileceği ve sorgulamadan kabulleneceği bir şekle
sokabilirsiniz. Bu yolla, karşınızdaki insanlar, sizi kendilerinden biri gibi
göreceği için, kendilerini taleplerinize uyum göstermeye mecbur hissedecektir.
4. Müşterinizin düşünce biçimini değiştirmede
kullanabileceğimiz en etkili araçlardan biri, doğru sözcükleri
kullanabilmektir. Doğru zamanda kullanılan doğru sözcükler zihinleri ve
yaşamları değiştirebilir.
5. Önerinin Gücü Algıyı Değiştirir
6. Soru şeklinde kullanılan doğru sözcükler düşünceyi yönlendirebilir.
7. Gizli İkna Taktikleri’ni kullanmaktaki amacımız,
müşterinin zihninde, görmek istediğimiz davranışı (satın almak, denemek,
katkıda bulunmak, oy vermek vs.) hedefleyen görüntüler yaratmaktır.
8. Öncelikle, direnişe ya da tepkiye (bilinçsiz düzeylerdeki
direnişe) yol açan şeyleri ortaya koymalısınız. Bunlarla karşılaşmak
istemiyorsanız, öncelikle açığa çıkartmalısınız.
9. İnsanlar, kendi görüşlerine uygun bilgileri ve
yaklaşımları daha kolay benimser. Var olan inançlarına ters düşen görüşlere
hemen tepki gösterirler. Bu yüzden, öncelikle karşınızdaki insanların inanç ve
tutumlarını öğrenmelisiniz. Öte yandan, müşterinizin, ileride değiştirmesini
isteyeceğiniz herhangi bir görüşü dile getirmesine izin vermemelisiniz.
10. İnsanların “Hayır” sözünü dile getirmelerinin nedeni,
genellikle anlık bir tepkidir. Bunu ya da benzeri bir şeyi daha önce de
yapmışlardır ve kötü bir karar olduğuna kanaat getirmişlerdir. “Hayır”
yanıtlarının yüzde 90’ının kökeninde bu vardır.
11. Başkalarını nasıl etkileyebileceğinizi anlayabilmek
için, insanların nasıl karar verdiğini, geçmişi nasıl andıklarını, geleceği
nasıl gördüklerini anlamanız gerekir.
12. Başarılı
olabilmek için olası tüm sonuçları ortaya koymanız gerekir. Aksi halde,
karşınızdaki insan, sağduyunun gerektirdiği şekilde değil; hissettiği gibi
davranmaya mecbur kalacaktır.
13. Geçmişteki kötü deneyimlerin müşterinizin kaçmasına yol
açmasına izin vermeyin.
14. İnsanlardan karşılıklı bir iyilik istemenin, güçlü bir
etkileme tekniği olduğunu bilmeniz, bu iyiliği ne zaman, nasıl istemeniz
gerektiğini bildiğiniz anlamına gelmez.
15. İnsanların aynı sözleri ve kavramları defalarca duyması
durumunda, sözler etkisini ve gücünü yitirecektir.
16. Kurduğunuz iletişim sırasında korkuyu; değişimi
hızlandırmak, karşınızdakinin davranışlarını değiştirmek ya da birilerini bir
ürünü, fikri, hizmeti, satın almaya ikna etmek amacıyla kullanmanız durumunda,
başarılı olabilmek için, mesajınızı adım adım talimatlar şeklinde iletmeniz
gerekir.
17. İnsanlar olası bir pişmanlıkla yüz yüze geldiğinde,
kendilerini pişmanlıktan kurtaracak eylemler gerçekleştirme eğilimine girer.
18. Siyasi ve dini inançların güçlü olmasının nedeni, aksini
düşünen insanlara karşı savunulması zorunluluğudur. İnançlar savunuldukça daha
da derinlere işler. İnsanlar inançları konusunda duygusallaştıkça, bu inancı
mantık yoluyla, hatta somut deliller öne sürerek ortadan kaldırmak güçleşir.
19. Genellikle, bir inancı ortadan kaldırabilen tek şey,
başka inançlardır.
20. Birçok insan, karşılarındaki insanları ikna etmek
amacıyla, benzer durumlarda kendilerinin neler yaşadığını anlatır. (“Denedim,
gerçekten işe yarıyor!”) Bu stratejilerin hiçbir işe yaramadığı kanıtlanmıştır.
İşe yarayan yöntem, müşterinizin, hedeflediğiniz davranışı gerçekleştirdiğini
hayal etmesini sağlamaktır.
21. Müşterinin pişmanlığı, bu ürünü satın aldığı için tümden
pişman olması anlamına gelir. Pişmanlık beklentisi ise müşterinin ileride
pişman olacağı bir seçim yapmaktan kendini engellemeye çabalamasıdır.
22. Bir insan bir şeyi aklından (hayal gücü) ya da
yaşamından çıkarmadığı sürece (gerçek, somut deneyimler) o seçenekten
vazgeçtiği an hissedeceği hayal kırıklığı büyüyecektir.
23. Değerlendirme aşamasında, müşterilerinize, bağlılık ya
da sahiplenme hissine girmelerine yetecek zaman tanımayın. Değerlendirme
aşaması hızla geçilmelidir. Bunu başaramamanız durumunda kaybetmişlik hissi
yaşanacaktır.
24. Müşterinizin iki tercih arasında seçim yapması
gerektiğinde, kötü seçeneği hızla geçerek, daha iyi olana yönelin. Karşınızdaki
kişinin nihayetinde elde edemeyeceği seçeneğe karşı bir bağlılık hissetmeye başlamasına
izin vermeyin. Bu seçeneği gözden geçirin, neden boş verilmesi gerektiğini
anlatın ve boş verin.
25. Gerçekten ikna edici olma konusunda en büyük fırsatı,
müşterinizin sattığınız şeyi deneme fırsatı bulmasıyla yakalarsınız. Bu tekniğe
yavru köpek tuzağı adı da verilir. Bir yavru köpeği eve götürdükten sonra geri
vermeniz mümkün müdür?
26. Bir davranışı gerçekleştirdiğini hayal etmesi, kişinin o
davranışa bakışını değiştirir.
27. Kişi bir davranış kalıbını ne kadar sık hayal ederse,
arzu edilen bu davranışa yönelik niyeti ve tutumu da o kadar değişir.
28. Gerçek deneyimler hakkında yapılan değerlendirmelerin
yarattığı niyet ve tutumlar, en az üç gün boyunca etkisini sürdürür.
29. Bir inanç (ya da bir fikir, tutum) hakkında düşünmek
zihinsel bir çaba gerektirir. Bu yüzden insanlar genellikle buna başvurmaz.
30. İnsanlar bir şey gördükleri an, her koşulda ve herkes
açısından doğru olduğuna inanmaya başlayıverir.
Yorumlar
Yorum Gönder