İKNA DEHASI / STUART DIAMOND - KİTAP ALINTILARI- -4-





1. Çocukları bir şeyi yapmaya - veya yapmamaya – zorlamak yerine, onların işleri kendi başlarına keşfetmelerine izin verebilirsiniz. Eğer oğlumuz geç yatmak istiyorsa, bazen ona izin veririz. Ertesi gün yorgun olacağı hususunda kendisini uyarırız. Daha sonra kendisini zamanında uyandırırız. Ve kendisi bütün gün yorgun ve acinacak durumda olur. 

 

2. Birçok yetişkin gibi, birçok çocuk da listeleri sever. Bu düzensiz bir dünyada bir düzen hissini temsil eder. Sorunları çözmek için birlikte liste yapmak ebeveynler için çocuklarıyla yapabilecekleri iyi bir faaliyettir. Aralarındaki ilişkileri daha da iyileştirir ve bağlılıklarını arttırır.

 

3. Ebeveynler için çocuklarla müzakere ederken serinkanlılıklarını veya itidallerini kaybetmemeleri önemlidir. Bu sadece çocukları da aynı şeyleri yapmaya özendirir. Çocuklarına bağıran ebeveynler her iki taraf için de iyi değildir.

 

4. Unutmayın, duygu duyguya yol açar. Ve daha fazla duygu daha az dinlemek ve sizin amaç ve çıkarlarınızı karşılayacak bir yeteneğin azalması anlamına gelir. Çığlık atmak tehlikeli bir durumda birisinin dikkatini çekmek dışında hemen tamamen yararsızdır. Çocuklarınızı sakin olacak şekilde yetiştirebilmek için siz sakin olmalısınız.

 

Eğer odanın ortasına yiyecek atarlarsa, “Bu ilginç," diyebilirsiniz. Eğer duvara vurup iz bırakırsa, “odayı yeniden boyamamız gerekecek. Ve o zaman oyuncaklar ve tatiller için daha az para kalacak. Eğer yiyebileceğimiz gıdayı ziyan edersek, fazladan satın almamız gerekecek yiyecek para gerektirecek ve daha çok çalışmak zorunda kalacağız. Ve bu benim sizlerle çok fazla evde olmayacağım anlamına geliyor," diye ilave edebilirsiniz.

 

5. Çocuklara fazladan sorumluluk vermek onlarla etkili biçimde baş etmekteki başarının anahtarıdır. Aslında bu bütün insan davranışlarının bir mihenk taşıdır. Bu çocuklarda daha belirgindir, çünkü genel olarak onlar güç yoksunluğunu çok daha derinden hissederler. Sırf çocukların ebeveynlerinin rolünü oynamalarını sağlamak onlara birkaç dakikalığına (güç sahibi) büyük insanlar gibi düşünmeleri için güç verir. Çocuklar genellikle böyle bir rol değişiminden elde ettikleri iç görüleri hatırlarlar.

 

6. Kendinizi çocuğunuzun yerine koymak ta, ebeveynler için çocukların yaptıkları şeyleri niçin yaptıkları hususunda iç görü kazanmak için iyi bir yoldur. Çocuğunuz huysuz mu? Belki sadece kötü bir gün geçirmiştir diye düşündünüz mü hiç? Bazen yetişkinler de huysuz olmazlar mı? Çoğunuzun asla hiç stres hissetmediğini mi düşünüyorsunuz? O zaman ya canları fast food ve kızarmış patates veya birkaç saatliğine bilgisayar oyunu oynamak isterse? Yetişkinler de stres giderici şeyler kullanmazlar mı – güç bir günün sonunda TV izlemek veya bir içki içmek gibi? Hangisi daha kötüdür?

 

7. Çocuklarınızın stres giderme ihtiyacına karşı duyarlı olmanız önemlidir. Eğer değilseniz, daha sonra sizin çok daha az seveceğiniz şeylere dönebilirler - sigara içme, alkol, uyuşturucu. 

 

8. Çocuklarınızın yaptığı her şey sadece sizin hakkınızda değildir. Onlar canınızı sıkmak için ortalıkta değillerdir. Sadece kendi hayatlarını yaşamaya çalışmaktadırlar. Ebeveynler çoğu zaman, çocuklarından ziyade kendilerinin sorun olduğunu keşfederler.

 

9.Çocuklar yetişkinleri izlemekte çok iyidirler, fakat kendilerini yetişkinlerin yerine koymakta becerileri daha azdır. Çocuklar için yetişkinlerin neyle uğraşmak zorunda kaldıklarını bilmeleri önemlidir. Eğer çocuğunuzun uyumlu davranmasını sağlayabilirseniz, onlarla rol değişimi yapmayı deneyin. Çocuklar rol yapmaya bayılırlar, bu yüzden genellikle bir sorun teşkil etmez.

 

10.Unutmayın, siz daha uzun yaşamış bulunuyorsunuz ve daha fazla tecrübe ve beceriniz var. Çocuğunuza öğretmek ve bunu algılakadar öğretmek sizin işinizdir. 

 

 


11.Mizah çocuklarla çok işe yarar. Eğer oğlunuz bütün yere un dökerse, "Hop dedik! Yerde kek mi pişiriyorsun?" diyebilirsiniz. Sonra, "Sanırım bunu temizlememiz lazım" diye ilave edebilirsiniz.

 

12. Her şeyi çocuklara (ve diğerlerine) ne şekilde çerçevelediğiniz size nasıl karşılık vereceklerinin anahtarıdır. 

 

13. Eğer insanlara, sevdiklerinden en çok değer verdikleri türde şeylerin neler olduğunu sorsaydınız, listenin üst sıralarında "koşulsuz sevgi" yer alırdı. Bu diğer tarafın sizi eleştiremeyeceği anlamına gelmez. Diğer tarafın sizi zayıflıklarınıza ve hatalarınıza rağmen sevdiği anlamına gelir.

 

14. Çocuğunuzu duygusal olarak sarsarsanız, çocuğun kafasındaki resimler çoğu zaman "Annem beni sevmiyor" veya "Babam beni sevmiyor" şeklinde oluşur. Bu aynı zamanda, çocuk için, terimi bilmeden, sizin sevginizi esirgediğinizi düşündüğü anlamına gelir. Eğer bunu yaparsanız, karşılığında onların sevgisini almayı beklemeyin.

 

15.Çocuklarınızın, ebeveynler olarak sizin hedeflerinizi karşılamaya ne ölçüde istekli olduklarının, onlara davranış şeklinizle yakından bağlantılı olduğu şimdiye kadar açıkça görülmüş olmalıdır. Çocuklara saygıyla muamele etmek onları size saygıyla davranmaları için eğitir. Bu onların yapacağı her şeyi uygun görmek anlamına gelmez. Fakat hayır dediğiniz zaman, aynen yetişkinlerle yaptığınız gibi, onlara nedenlerini açıklamanız gerektiği anlamına gelir.

 

16.Bir çocuk için olabilecek en iyi güven ebeveyn veya ebeveynlerinin sevgisidir.

 

17. Ebeveyn ile çocuk arasında güven ilişkisi kesinlikle kritik önemdedir. Eğer bunu kaybeder veya buna zarar verirseniz, diğer her şey bundan etkilenecektir. Bu eğer çocuğunuzla bir problem varsa, oturup birbirinizle iletişim kurmanız gerektiği anlamına gelir. Güven hakkında veya çocuğunuzun aklında olan başka herhangi bir şey hakkında konuşun.

 

18.Bazı ebeveynler TV zamanını ev ödeviyle takas etmeye itiraz edebilirler, fakat ben bunda yanlış bir taraf görmüyorum. Çocuklar zaten TV izlerler. Ebeveynlerin bunun için bir şey alması gerekir! Ve çoğu kez, çocuklar zaman içinde yapmaya teşvik edildikleri faaliyeti sevmeye başlayacaklardır, bu nedenle onlarla yapacakları şey için takasa girmenize gerek kalmayacaktır.

 

19. İnsanlara enformasyon vermek de onların kendilerini daha güçlü hissetmelerini sağlar. Örneğin, ameliyat olacak çocuklara neye benzediğini görmeleri için önceden hastane gezdirilebilir. Çocukların kendilerini ifade etmelerine imkan verin. Çocuklarınızın sorularını tam olarak cevaplandırın. Ebeveynlerin kendi kendilerine sormalan gereken şudur: Çocuğuma neyin üzerinde kontrol verebilirim? Bunu ne kadar yaparsanız, onlarla müzakere etmek o kadar kolay olacaktır.

 

20. Araştırmalar çocuklar on üç yaşında oluncaya kadar, kontrolcü ailelerden gelenlerin çoğu kez zaten ailelerinden kaçmış olduklarını göstermektedir. Bunun sonucunda akran grubu aile grubundan daha önemli hale gelmektedir. Ancak bu tamamıyla önlenebilir bir durumdur.

 



21. İncelemeler kendi kararlarının daha çoğunu veren çocukların daha kendi kendini motive edebilen, yaratıcı, sağlıklı, zeki çocuklar olduğunu ve daha yüksek bir özgüvene sahip bulunduklarını göstermektedir.

 

22.Her yaştan insanın, kendilerini güçsüz hissettikleri zaman daha yüksek zihinsel ve fiziksel sağlık sorunları riski altında oldukları anlaşılmıştır. Anlamlı buldukları seçimler yapma şansına sahip olmaları insanların kendilerini daha çok iyi hissetmelerini sağlar. Bu onların stresle etkin biçimde baş etme yeteneklerini de arttırır. Bu gibi insanlar başkalarıyla daha sakin ve etkili biçimde müzakere ederler ve bunlara çocuklar da dahildir.

 

23.Ne zaman mümkün olursa, onları kendi karar verme sürecinize alın. Bu çocukların temel güvensizliklerinden birine hitap eder: Hiç güçleri olmaması. Onları size daha fazla güvenmeye teşvik eder. Kendilerinin dahil edildiğini hissederler. Sevildiklerini hissederler. Örneğin onlara, "Gelecek sefer için neyi daha iyi yapmış olabilirdik?" diye sorabilirsiniz.

 

24. Eğer çocuğunuzun dişlerini fırçalamasını istiyorsanız, yatağın üzerine beş diş fırçası ve beş diş macunu koymak sırf ona dişlerini fırçalaması gerektiğini söylemekten daha iyidir. Çocuğunuza gücün sizde olduğunu söyleyin. Hangisinin sizin olduğunu kararlaştırın. Diş fırçalarının çeşitli olumlu ve olumsuz yanlarını tartışın - renk, tat, görünüş, vs. Bu dişlerini fırçalamaları için sırf onlara bağırmaktan daha çok zaman alabilir, fakat ondan çok daha etkilidir.

 

25.Çocuğunuzu onun sizi izlediği kadar, hatta daha fazla izleyin. Onu harekete geçiren nedir? Onu yatıştıran nedir? Hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyler neler? Çeşitli ruh hallerinin belirtileri neler?

 

26. Birkaç yıl önce İngiltere ve Galler'de yapılan bir incelemede, ergenlerin neredeyse yüzde 75'i ebeveynleri tarafından dinlenip anlaşılmalarının ilişkilerinin anahtarı olduğunu düşündüklerini ifade etmişlerdir. Ebeveynlerin sadece yüzde 41'i bu şekilde düşündüğünü söylemiştir. Genç bir yaştan itibaren bile, ebeveynleri tarafından dinlenildiklerini ve anlaşıldıklarını hisseden çocuklar daha çok kendine güvenmekte, bağımsız düşünebilmekte ve daha fazla sosyal yeterlilik ve karar verme yeteneği geliştirmektedir.

 

27. İşin anahtarı çocuklarınız ile kafalarındaki resimler hakkında dürüstçe iletişim kurmanızdır. Onları atlatmaya çalışmayın. Sırf kendilerini sizin kadar iyi ifade edemiyorlar diye, onların hiçbir şeye dikkat etmediklerini sanmayın. 

 

28.Eğer bir çocuk, “Sen kötüsün!" derse, sizin cevabınız, "Niçin?" veya "Bana biraz daha anlat," olmalıdır. Eğer çocuğunuz, "Robert oyuncağımı çaldı!" derse, cevabınız "Niçin?" veya "Bana biraz daha anlat," olmalıdır. Eğer çocuğunuz, “Şimdi bir kurabiye istiyorum!" derse, siz, "Niçin bir kurabiye?" veya "Niçin şimdi?" diye sormalısınız.

 

29. Küçük çocuklar da ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayamadıkları veya dertlerini anlatamadıkları için sinirlendikleri zaman ağlarlar.

 

30.Bildikleriniz iyidir. Fakat bildiklerinizi uygulama yeteneğiniz işin anahtarıdır.

 



31. Çocuklarla müzakere araçları arasında onlara değer vermek, onları dinlemek, rol değişimi yapmak, açık biçimde iletişim kurmak, hedefler üzerine odaklanmak ve duygusal olmamak gelir. Bu aynı zamanda çocukların davranışını yetişkinlerin davranışı gibi değiştirebileceğiniz anlamına gelir. Yetişkinlerle olduğu gibi, bu en iyi şekilde kademeli olarak yapılır. Ve çocuklarla, takas edecek birçok şey vardır.

 

32.Unutmayın, bir müzakereye nasıl yaklaştığınız büyük ölçüde o müzakereden ne alacağınızı tayin eder.

 

33.Hayatınızdaki her ilişkinin bir etkileşim olarak başladığını unutmayın. Etkileşimsel durumlarda bile, ne kadar daha fazla ilişki ararsanız, bunlardan en azından bir kısmının uzun vadeli ilişkiye dönüşmesi ihtimali o kadar artar.

 

34. Eğer kaygılarınız varsa, bunları peşinen ifade edin. Bunları saklamak, özellikle bir ilişkide, işleri daha kötü yapar. Sorun kendiliğinden yok olmaz.

 

35. Eğer arabuluculuk iyi gitmiyorsa veya taraflardan birinin adil davranmadığını görüyorsanız, kesinlikle taraf tutmayın! Kendi itibarınızı zedelersiniz. Eğer taraflar özetlediğiniz süreci izlemiyorlarsa, çekilin veya çekilme tehdidinde bulunun. Sürecin muhafızı sizsiniz, Bu nedenle bunu nasıl yapacağınızı, standartları, vs.yi saptadığınızdan emin olun. Çevrenizdekiler bunun için size bayılacaklardır.

 

36.Bir arabulucu herhangi bir şeyi kararlaştırma yetkisi bulunmayan bir kolaylaştırıcıdır. Taraflardan birinin haklı olduğunu düşünseniz bile, sizin rolünüz onların avukatı olmak değildir. Soru sorabilirsiniz, onların standartlarını sorabilirsiniz, fakat taraf tutamazsınız. 

 

37. Bir arabulucu olarak siz aslında her tarafın sırdaşı durumundasınız. Eğer size güvenirlerse, size mahrem olarak bazı şeyler söyleyebilirler. Size bu enformasyonu açıklayan kişi istemedikçe, bunu diğer tarafla paylaşamazsınız. Fakat bu ilave enformasyonu elde etmek size sorunun kaynağına inmekte yardımcı olabilir. Belki taraflar hâlâ yıllarca önce olmuş bir şey için birbirlerini iğnelemektedirler.

 

Bu güveni kazanabilmek için, taraflardan her biriyle ayrı ayrı, muhtemelen bir kereden fazla, görüşmeniz gerekir. Onlarla problem çözüm modelinin üzerinden gitmeniz, ilgileri ve standartları hakkında sorular sormanız ve işler zorlaşınca aralar vermeniz gerekir. Eğer bunu doğru yaparsanız insanlar bir problem çözücü olarak size dönmeye başlayacaklardır.

 

38. Bir ilişkide insan hislerden ne kadar uzaklaşırsa, insanlar ilişkiye o kadar daha az bağlı olurlar. Güven dahil olmak üzere hisler sözleşmelerden çok daha kuvvetli kaldıraçlardır.

 

39. Bütün müzakerelerde olduğu gibi, üçüncü tarafları kullanmak işe yarayabilir. Fakat bu hiçbir şekilde manipülatif olarak algılanmamalıdır, yoksa ilişkiye zarar verme riskiyle karşılaşırsınız. Değerli kanaatleri için eğer başka birisine danışacaksanız, bunu peşinen diğer kişiye söyleyin. Diğer kişiye sadece bunun sizin enformasyon toplama sürecinizin bir parçası olduğunu ifade edin.

 

40. Bir ilişkide müzakereyi şahsen yürütmek en iyisidir. Konu ne kadar zor veya duygu yüklüyse, şahsen ele alınması o kadar daha önemlidir.

 



41. Ayrıntılar müzakerenin her kısmına bakmanız, onu parçalarına ayırmanız ve diğer taraf için gözden geçirmeniz gerektiği anlamına gelir.

 

42.Ayrıntıları kendinizi mesele haline getirmeden gözden geçirmeniz gerekir. Onların beyanlarına ne kadar itiraz ederseniz, onların kötü davranışlarını o kadar belgelemiş olursunuz ve diğer kişiye – eğer ilişkiye önem veriyorsanız - o kadar dikkatle davranmanız gerekir.

 

43.İnsanlara hareketlerinin hedeflerine ulaşmalarını sağlamadığını veya sağlamayacağını göstermenin yollarından biri, onları zihnen durumun içine koymaktır. İnsanların çoğu gerçekten bunu “görecek" kadar görsel değildir. Eğer kendileri için bir resim çizilmesine izin verecek kadar açık veya sabırlı olurlarsa, bu genel ve belirgin olarak ilişkiler bakımından, güçlü bir ikna aracı oluşturur.

 

44.Akılda tutulacak nokta: Diğer kişinin ne düşündüğünü bildiğinizi sanmayın. Daha fazla soru sorun. Alacağınız cevaplar sizin için sürpriz olabilir.

 

45.Asabımız bozuk olduğunda çevremizdekilere saldırmak doğaldır. Fakat bu sizi en çok destekleyen kişiyle ilişkinizi zedeleyebilir. Bu nedenle süreç hakkında konuşun: Tercihen bir tartışmanın harareti içinde değil. Önce bir ara verin.

 

46. Bir ilişkideki diğer insanı ne kadar iyi tanırsanız, ikna edici olma şansınızı o kadar arttırırsınız. Bu sık sık söylenir ve nadiren uygulanır. Onları tanımak onların ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olur.

 

47. Eşit değerde olmayan şeyleri takas etme, karşı tarafın esasen sizi dinlemekte olduğu zaman yapılan bir iştir. Yani, gerekli olan herhangi bir duygusal yatırım yapıldıktan sonra.

 

48.Bütün başarılı ilişkiler bir ölçüde quid pro quo'ya (verilenin karşılığında bir şey almaya) dayanırlar. İnsanlar birbirleri için bir şeyler yaparlar. İlişkiler bir kişi iradesini diğerine zorladığı zaman hemen daima bozulur. Eşit değerde olmayan şeyleri takas etmek günlük olarak potansiyel ilişki ihtilaflarını çözmenin yollarından biridir.

 

49.Ortak bir düşman ilişkideki insanları üçüncü bir tarafa (bir “düşmana") karşı aynı mevziiye sokar. Birisine veya bir şeye karşı birbirine bağlanan insanlar kendilerini birbirlerine daha yakın hissederler.

 

50.İş ilişkilerindeki bazı meşru ortak düşmanlar kâr kaybı, zaman kaybı, iyi insanları işte tutmakta başarısızlık ve fırsatlardan yararlanmayı becerememedir. Kişisel hayatta bunlar yeteneğin boşa harcanmasını, yalnızlığı ve kötü sağlığı da içerir.

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar