İKNA DEHASI / STUART DIAMOND - KİTAP ALINTILARI- -2-
1. Dünya genelinde müzakerelerin başarısız olmasının
belki de en büyük nedeni iletişim bozukluğudur. İletişim bozukluğunun en büyük
ve tek nedeni ise yanlış algıdır. İki insan aynı resme bakar ama ikisi de
farklı yönlerini görür. Ve dünyada da sık sık olduğu gibi, aynı resmin farklı
tarafları yüzünden kavgaya tutuşarak birbirlerini öldürürler.
2. Farklı algılara neden olan şey nedir? İlk olarak,
hepimiz birbirinden farklı insanlarız ve bu yüzden farklı şeylere ilgi duyarız.
Hepimizin farklı değerleri ve duygusal makyajları var. Farklı insanlar bizi
etkiler. Farklı bilgileri tecrübe eder ve gözlemleriz. Genelde uygun olmayan
bilgileri görmezden gelir ya da umursamayız. Tartışma ve müzakerelerde seçici
bir şekilde yaklaşırız ve bizi destekleyen kanıtları toplarız.
Hatırladıklarımızı da seçeriz. Hafızamız algımızı renklendirir.
3. Hile yapmanın veya aldatmanın maliyeti güvendir.
Güven kaybı paranıza, ününüze, güvenilirliğinize ve etkili bir müzakereci
olmaniza mâl olacaktır.
4. Hile veya aldatma algısı bile müzakereleri ve
müzakerelerle birlikte ilerleyecek olan ilişkileri yok eder.
5. Eğer karşı tarafın elinde sizden daha fazla bilgi
varsa, zararlı çıkabilirsiniz. Daha kademeli ilerleyin ve daha fazla bilgi
edinmeden ve karşı tarafa duyduğunuz güven artmadan taahhütte bulunmayın.
6. Sorularınızdan kaçıyor ya da konuyu mu
değiştiriyorlar? Onlar ne kadar gizemli olursa, bir şeyleri gizliyor olma
riskleri o kadar fazladır.
7. Eğer hile yapmak onlara dürüst olmaktan fazla
kazandıracaksa, sunduğunuz teşviki değiştirin. Mesela, sunduğunuz teşviki,
zaman içerisindeki gösterecekleri performansla (değer vermek) telafi edin.
8. Değerlerinizi (buluşlarınızı, zamanınızı veya
ofis binanızı) çok net önlemler almadan kesinlikle karşı tarafa sunmayın.
9. Dürüstlük garantisini anlaşmanın bir parçası
yapın. Onlara “Eğer söylediğin doğruysa, benim için konfor sağlayacak, sana ise
bir maliyeti olmayacaktır," deyin. Eğer duraksıyor veya kaçak
oynuyorlarsa, gözünüzü dört açın!
10. Anlaşmayı sona erdirmenin neden olacağı
sonuçları, anlaşmanın bir parçası yapın.
11. Kişilerle şahsen görüşün ki, bir şeyleri
gizlemek zorlaşsın. Bazı kültürlerde, eğer görüşmeler şahsen yapılmıyorsa ve
taraflar birbirlerini gözlemleyemiyorlarsa, insanlar müzakere masasına
oturmazlar.
12. Eğer söylenmemiş, konuşulmamış şeyler olduğunu
düşünüyor ve rahatsız hissediyorsanız "Bilmem gereken başka bir şey var
mı?" diye sorun.
13.İçgüdülerinize güvenin. Karşınızdaki insan gergin
mi? Suçlu gibi mi görünüyor? Çok fazla mı çabalıyor? Gözlerini sizden kaçırıyor
mu? (Bunun normal olduğu bazı kültürel durumlar hariç). Uzun süreli sessizlik
anları mı yaşıyorsunuz? Taahhütte bulunmaktan kaçınıyor mu? Bu söylediklerim
dürüst olmadıklarının kesin kanıtları değildir. Fakat sizin yavaşlamanıza neden
olacak sorular sormalılar. Daha fazla soru sorun ve kademeli ilerleyin.
14. Kendinizi karşı tarafın yalan ve hilelerinden
korumanın başka yolları da vardır. Bunlardan ilki kademeli hareket etmektir.
Eğer hile yaptılarsa size çok maliyet getirmeyecek kadar az bilgi ve değer
verin. Karşılığında bir şeyler alabilecek misiniz diye bekleyin. Eğer
alabilirseniz, yavaş yavaş ilerleyin. Kendinizi sizin çok şey verdiğiniz, fakat
karşılık olarak çok şey elde edemediğiniz bir duruma düşürmeyin. Yolun her
kademesinde yeterli değeri gördüğünüzden emin olun.
15. Karşı tarafı test etmenin başka yolları da var.
Size verdikleri teklifi, üçüncü bir kuruma da kanıtlamalarını isteyebilirsiniz.
Eğer bunu başarabilirlerse daha iyi fiyat teklif edeceğinizi ve şartlarınızı
zorlayacağınızı söyleyin. Üçüncü kurum böylece size verilen teklifi, sizin
belirlediğiniz ücretle karşılaştırabilir. Eğer sizin teklifiniz daha iyiyse,
karşı taraf sizin vermeyi taahhüt ettiğiniz miktarı alır. Eğer buna
direnirlerse, dürüstlüklerinden şüphe edebilirsiniz.
16. Vaatte bulunurken harcadığınız enerjiyi, karşı
taraftan söz almak için de harcamalısınız.
17.Müzakere sırasında yalan söylemek veya blöf
yapmak oldukça risklidir. İnsanlar blöfünüzü görebilir. Eğer söz konusu bir
ekip işiyse ve farklı kişiler, farklı yalanlar söylüyorsa karşı taraf bunu
kolayca tespit edebilir. Yalan söylemek veya blöf yapmak ekip içerisinde
anlaşmazlıklar doğurabileceği gibi, yüksek etik standartlarına bağlı kişilerde
de güvensizlik yaratabilir. Birileri içerisinde olduğunuz tutarsızlığı fark
ederek, bunu sizin aleyhinize kullanabilir.
18. Eğer bir ilişki konusunda kafanızda soru
işaretleri varsa, karşımızdaki kişiye güvenmeyin. Yoksa kolay incinebilir bir
pozisyona geçmiş olursunuz. Güvenilmeyecek bir insana vereceğiniz tepki de,
karşılık olarak güvenilmez biri gibi davranmak da değildir.
19. 2009 yılında Danimarkalılar tarafından yapılan
bir araştırma gösteriyor ki, toplumsal güvenle yabancı yatırımlar arasında
doğrudan bir ilişki var. Özellikle de güven oranının az olduğu Komünizm sonrası
ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerde bu durum kendisini daha net gösteriyor.
20. Güven karşınızdaki insanın sizi koruyacağını
hissettiren bir duygudur. Karşınızdaki kişi işler iyice riske girene ya da daha
iyi bir fırsat çıkana kadar sizi biraz güven karşılığında koruyabilir. Eğer
güven oranı yüksekse, karşı taraf zarar da görse sizi korumaya devam edecektir.
Güven dinamiğini anlayabilmek oldukça önemlidir.
21.Güvenin en önemli bileşeni dürüstlük, yani net
olmaktır. Güven iki tarafın aynı fikirde olduğu anlamına gelmek zorunda değil.
Ya da iki taraf birbirine hoş davranmak zorunda da değildir. Fakat iki tarafın
da birbirine inanması anlamına gelir.
22. Yalan söylemek karşı tarafı aldatmaya yönelik
her şeyi kapsar. Ya da doğruyu söylerken gerçekleri gizlemek ve yanlış bir etki
bırakmak da dürüst olmayan bir davranıştır. Ya da duyguları kendi çıkarına
kullanmak. Bilgiyi saptırmak, blöf yapmak (yapmayacağınız şeyler için vaatte
bulunmak ya da tehdit etmek gibi) ya da elinizdeki bilgilerin arasından
cımbızla çektiğiniz gerçeklerle karşıdaki kişinin güvenilirliğini hafife almak
da güvenilirliği ortadan kaldırabilecek şeylerdir. Yalan söylemek güveni boşa
çıkarır ve müzakereyi geri dönülemez bir şekilde etkileyebilir.
23. Güvenin her zaman bir temeli olmalıdır. Eğer yeni
iş yapmayı düşündüğünüz birisi size "Bana güvenmiyor musun?" diye
sorarsa, cevabınız şaşmaz bir şekilde "Sana neden güveneyim ki?
Birbirimizi yeni tanıyoruz ve eğer bu noktada sen bana güveniyorsan, çılgın
olmalısın!" olmalıdır. Güven zamanla gelişen ve olgunlaşan bir şeydir.
Ortak saygı ve etik kurallarına bağlı duygusal bir sorumluluktur. İçerisinde
tarafların birbirlerini önemsediği ve sadece kendilerini düşünmeyecekleri
fikrini barındırır.
24. Yapılan bir araştırmaya göre Fransa'daki
insanlar birbirlerine o kadar az güveniyorlar ki, çalışanların oranı
olabileceğinden yüzde sekiz, gayri safi milli hasıla da yine olabileceğinden
yüzde beş daha az. Bu araştırmada kıyas yapılan ülke ise İsveç. Arada
milyarlarca dolarlık bir fark var. Genel olarak, İskandinav ülkeleri ve Amerika
Birleşik Devletleri güven oranının en yüksek olduğu ülkeler.
25.Birçok gelişmekte olan ülkedeki sorunların kısmi
bir sebebi, insanların birbirlerine güveni az olduğu için ticari işlemlerin
maliyetinin yüksek olmasıdır. Amerika'daki ekonomik sorunların kısmi bir sebebi
de 11 Eylül'den sonra insanlar ve kurumlar arası güvende yaşanan gerilemedir.
26. İnsanları sorunlarınıza dahil ettiğinizde,
kendilerini güçlü hissedecek ve sorunlara sahip çıkarak size yardım
edeceklerdir. Onlardan yardım isteyin.
27. Karşınızdaki kişilere değer verdiğinizde, aynı
zamanda onların gücünü de tanımış ve kabul etmiş olursunuz. Bu durum sadece
karşınızda bir genel müdür varken geçerli değildir.
28. Peki diğer insanlar hakkındaki bilgileri nasıl
bulursunuz? Küçük konuşmalar yaparak. Bunu yapmanızın nedeni böyle durumlarda
küçük konuşmalar yapılması gerektiğini bir yerlerde okumuş olmanız değildir.
Bunu yaparsınız çünkü karşınızdaki kişi ilginizi çekiyordur. Çünkü karşınızdaki
kişiyle bağlantı kurmaya çalışıyorsunuzdur. Bu bir çeşit hayata yaklaşım
türüdür. Aynı zamanda diğer insanlara da bir yaklaşım çeşididir.
29. Karşınızdakine değer verdiğinizi göstermeye
çalışırken gerçekten söylediğiniz şeyi kastetmeniz gerekiyor.
30. Birini etkilemeniz gerekiyorsa ve tek başınıza
yeterince etki yaratamayacağınızı düşünüyorsanız, karşı taraftakiler için
önemli olan birilerini bulmaya çalışın. Bu kişi, karşınızdakileri etkilemenizi
çok daha kolaylaştırabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder