İKNA DEHASI / STUART DIAMOND - KİTAP ALINTILARI- -3-
1. Her müzakerenin sonunda, zaman çizelgesi ve
bireysel sorumluluğu olan bir görev listesi geliştirin.
2. Bazı müzakereciler, müzakerede daha çok şey elde
edebilmek için, diğer tarafın kendilerinin riskli olduğu yolundaki algılamasını
arttırmaya çalışırlar. Borç verenler çoğu zaman bir kredi sorununun sudan
örneğine dayanarak sizin kredi skorunuzu indirdikleri zaman olan budur.
Ayrıntılı bilgi ve kanıtları isteyin. Standartları alın.
Daha etkili olan, algılanan riski düşürmek için
ortak bir çabadır. Riski ortak bir sorun yapın. Bu yolla, bunun üzerinde
birlikte çalışıyor olursunuz. Eğer size yardım etmek istemiyorlarsa, sizden
daha fazla para almak için algılanan risk yaratmaya çalıştıklarını varsayın
(örneğin, bir banka veya kredi kartı kurumu). Kuşkucu olun.
3. Bir taahhüt yapılması aynı zamanda bir zaman
sınırına ve bir zaman çerçevesine ihtiyaç gösterir. Bunun açık olması gerekir.
Eğer diğer tarafın (veya sizin) taahhütten kurtulmanıza yol açacak koşullar
varsa, bunların ne olduğunun açıkça ortaya konması gerekir.
4.Müzakere ederken ağırlığınızı sağa sola
savurmayın. Pekala geri gelip sizi ısırabilir. Ve eğer onlar kendi
ağırlıklarını etrafa savurmaya başlarlarsa, her mantıksız hareketlerini
belgelediğinizden emin olun.
5. Birbirlerine alıştıktan sonra taraflar ne
hakkında müzakere yapacak´larına karar vermelidirler. Hedef belirleme buna
yardımcı olacaktır. Aynı şekilde gündem oluşturma da. İhtiyaçlarınızın neler
olduğu konusuna daha derinliğine girmeniz gerekir. Sırf müzakerede değil,
hayatta da. Bunun nedeni, farklı değerdeki şeyleri takas edebilecek
olmanızdır.
6. Her şeyi kontrol ve test edin. Eğer bir araba
satın alıyorsanız ve size belirli bir seçeneğin fiyatının daha yüksek olduğunu
söylerlerse, bunu internette kontrol edin.
7. Sorular sorarak pazarlık bandını
daraltabilirsiniz. Diğer kişi bu konuyu görüşmek için niçin burada? Onların
ihtiyaçlarının neler olduğunu öğrenebilirsiniz. Eğer onlara sorarsanız insanlar
çoğu zaman size bir yığın şey anlatırlar.
8.Aşırı teklifler anlaşmayı öldürür. Diğer taraf
genellikle kendini hakarete uğramış hisseder. Eğer teklif çok yüksekse, çoğu
zaman diğer taraf vazgeçer. Bu sizin inanılırlığınızı riske atar. Eğer aşırı
bir teklifte bulunur ve sonra çabucak bundan gerilerseniz, diğer taraf onlardan
yararlanmaya çalıştığınızı düşünür. Bunu itimatsızlık izler.
9. Eğer cevap vermekten rahatsızlık duyuyorsanız,
"Bu soruya cevap vermekte kendimi rahat hissetmiyorum"
diyebilirsiniz.
10. Eğer birisi size başka teklifiniz olup
olmadığını sorarsa, kendi kendinize, "Şimdi bana ne diye bu soruyu
soruyorlar?" diye düşünün. Aşikar sebep, sizin çaresiz durumda olup olmadığınızı
ve bu nedenle daha azına razı olup olmayacağınızı bilmek istemeleridir. Bunun
yerine niçin bunun önemli olduğunu sorun. "Başka tekliflerim varsa daha
fazla ödeyecek misiniz" veya "Başka tekliflerim varsa daha fazla para
mi isteyeceksiniz?" diyebilirsiniz. Bu biraz itici olabilir. Fakat eğer
oyun oynadıklarını düşünüyorsanız, bunu insanlara söylemelisiniz. Daha
incelikli biçimde, “Bunun görüşmemize ne gibi bir etkisi olacağını
düşünüyorsunuz?" diye sorabilirsiniz.
11.İlk teklifi kim yapar? Bunun cevabı aslında
düşünebileceğinizden çok daha kolaydır. Eğer müzakere hakkında bir yığın
bilginiz varsa, ilk teklifi siz yapmalısınız. Bu fiyatı, değeri, koşulları,
onların bildiği şeyleri, rakipleri ve bunun gibi hususları kapsar. Bunun nedeni
sizin müzakereyi çapaya bağlamakta" olmanız, diğer bir ifadeyle,
beklentileri dar bir banda oturtmakta olmanızdır.
12.Eğer pazarlık bandı geniş veya belirsizse, ilk
teklifi yapmayın. Kendinize karşı müzakere ediyor olmanız muhtemeldir. Onların
beklentileri sizin düşündüğünüzden bir hayli farklı olabilir.
13.Müzakereler tam olarak hangi sözcüklerin
kullanıldığına duyarlıdır. Örneğin siz, "“Eğer bir anlaşmaya varmazsak, bu
sizin itibarınızı zedeler,” gibi örtülü bir tehdide başvurabilirsiniz. Veya
bunun yerine, "Bu anlaşmayı sizin itibarınızı daha da arttıracak şekilde
nasıl kullanabiliriz?" diyebilirsiniz. Sonuncusu, daha önce kaydedildiği
gibi, "işbirlikçi tehdit"tir. Diğer taraf bunun ters tarafının neye
benzediğini anlar. Fakat bunu söyleyiş biçiminiz - olumlu bir hava vererek -
diğer taraf için bunu duymayı daha kolay hale getirir.
14. "Size güvenmiyoruz" demek yerine,
niçin "Birbirimize güvenmeye nasıl başlayabiliriz?" demeyi
denemiyorsunuz? "Benim telefonlarıma cevap vermiyorsun" demek yerine,
"Bizim telefonlarımızı aldınız mı? Sizinle bir şeyler konuşmayı çok
istiyoruz" demeye ne dersiniz?
15. Eğer çelişkiler ortaya çıkarsa, ara verilmesini
isteyin. Diğer tarafa şöyle bir şey söyleyin: "Gerçekten ne demek
istediğimizi saptadığımız zaman, size haber vereceğiz." İnsanlar sizin
mükemmel olmanızı beklemezler. Ama sizin gerçekçi olmanızı beklerler.
16. Onlarca yıldır yapılan araştırmalar, müzakerenin
sonundaki zaman baskısının şunlara yol açtığını göstermiştir: (a) Daha kötü
anlaşmalar, (b) enformasyon işlemede daha az olanak, (c) daha az katma değer,
(d) önemli bilgilerin ihmal edilmesi, (e) kötü muhakeme, (f) daha fazla duygu,
(g) daha az seçenek, (i) diğer tarafın daha fazla sterotiplenmesi ve (j) daha
fazla stres.
17. Kısa bir müzakerede bile, kesin olarak ne
hakkında konuşacağınızi bilmeniz gerekir. Yani, ele alınacak konuları ve
bunların hangi sırayla ele alınacağını. Her iki tarafın kabul edeceği bir
gündem oluşturun. Bu tarafların, eğer kaybolurlarsa, yollarını bulmalarına
yardımcı olur. Aynı zamanda çalışmaları organize etmelerini sağlar,
18. Eğer tedirgin, korkmuş, öfkeli veya dikkatiniz
dağılmış durumdaysanız, başarısız olma ihtimaliniz daha büyüktür. Moral
önemlidir. Eğer tedirginseniz diğer taraf bunu bilecektir.
19. Bir müzakerede başınıza gelebilecek en kötü şeyi
düşünün. Eğer buna dayanabiliyorsanız, kendinizden daha emin olursunuz. Eğer
dayanamıyorsanız, bu muhtemelen sizin teşebbüs etmeniz için kötü bir
müzakeredir. Müzakereyi yürütecek başka birini bulun: Daha fazla hazırlanın,
algılanan riski değiştirin veya başka yerdeki fırsatları inceleyin. Kendinizi
zihnen daha hazır duruma getirin.
20.Adil olma kavramı, süreç ve sonuçların birçok
insan tarafından görülebildiği kamusal sorunlarda özellikle önemlidir. Bir
müzakere açısından, adil davranıldığı algısını sağlamanın en iyi yolu
tarafların kabul edebileceği standartları kullanmaktır. Bu nedenle sorulacak
ilk soru, tarafların standartlar kullanma düşüncesini kabul edip
etmedikleridir. İkincisi, geçmişte tarafların hangi standartları
kullandıklarıdır. Üçüncüsü, tarafların bu müzakere için hangi standartları
kabul ettikleridir.
21.Herhangi bir çözümün, iki taraf da kabul etmediği
takdirde hiçbir çözümün mümkün olmadığı anlayışı ile başlaması gerekir. Bu
birbirinin algılamalarına saygı göstermekle ve sorunu daha ufak hale getirmek
için işleyen çözümler aramalarıyla başlar. Sakin, empatik iletişime ihtiyacımız
var. Aşırı pozisyonlar meseleye hakim olduğu müddetçe, problem sonsuza kadar
devam edecektir.
22. En nihayetinde müzakerede başarılı olmak için,
diğer tarafın gereksinimlerini karşılamanız gerekir. Etkili biçimde iletişim kurmak,
onların algılarını anlamak, doğru tavra sahip olmak ve doğru müzakerecilere
sahip olmak sizi ancak etkili biçimde konuşmaya hazır olduğunuz noktaya
getirir.
23.Dünyadaki insanların çoğunluğu için geçerli akçe
temel insani ihtiyaçlardır. Bir müzakere, ister Katrina Fırtınası'nın
kurbanları, ister Filistinli mültecilerle ilgili olsun, hayatın temel
gereklerini karşılayan bir başlangıç noktasıdır. Bu nedenle, kamusal sorunlara
bir çözüm müzakere etmenin bu ihtiyaçlarla başlaması gerekir.
24.İnsanların en temel ihtiyaçları yiyecek, su,
istikrar, güvenlik, istihdam, ailelerinin emniyeti, sağlık ve mülkiyet yanında
çeşitli vücut fonksiyonlarıyla ilgilidir. Yeterince yiyeceğe, temiz içme
suyuna, barınmaya ve bedensel bir zarardan korunmaya ihtiyaçları vardır.
25. Orta Doğu'da taraflar çoğu zaman dün üzerinde
kavga eder görünmektedirler. Kaç tane anlaşma ve kaç delege olursa olsun,
birisi daima başka birisinden dün olanlar için intikam almaya çalışacaktır. Bu
koşullar altında barış mümkün olmaz;, süreç kötüdür.
26. İnsanlar dünün ötesine geçemedikleri için süreç
kötüyse, o zaman işin içindeki bireyler doğru müzakereciler değildir. Bu
nedenle, müzakerecilerin stili ve kimliği kilit önemdedir.
27. Çeşitli raporlar, 2001 yılında Afganistan'da
Taliban’ın mağlup edilmesine olay mahallinde öncülük eden şeyin, birkaç düzine
ABD özel kuvvetler gizli ajanının çok daha fazla kabile mensubunu eğitmesi
olduğunu göstermektedir. Bu açıkça hedeflerimize ulaşmakta etkili bir yoldur:
Yerel halkı kendi savaşlarını vermeye ikna etmek.
28. Her kamusal sorunun içinde, en açık bölünme
ılımlılar ile aşırılar arasında olur. Bu bakımdan bir müzakerede doğru taraflar
ılımlılardır. Bunlar, aşırılardan çok daha fazla, yarın için daha iyi bir hayat
tarzı kurmak üzerine odaklanmışlardır. Aşırıların çoğu ise dün için bir ceza
olarak her şeyi yıkma peşindedirler.
29.İnsanları sizin için bir şey yapmaya ikna etmenin
en iyi yolu, onları tehdit etmek değil, onlara yarar sağlamaktır.
30. "Dostunu kendine yakın tut, düşmanını daha
yakın" lafı, insanları ikna etmek için iyi bir tavsiyedir. Onları daha
yakında tutmak, daha fazla bilgi elde etmek ve daha fazla etkiye sahip olmak
anlamına gelir. Bu birçok insan için mantığa aykırı görünebilir, fakat
hedeflere ulaşmada çok daha etkilidir.
31.Yaptırımlar en çok, hedefin pek fazla başka
seçeneği yoksa (Yugoslavya), güçlü bir iç muhalefet varsa (Güney Afrika,
Rodezya) veya aranan rahatlama sınırlıysa (İki teröristin iadesinde Libya) işe
yarar.
32.Çok sayıda inceleme, tarihi olarak yaptırımların
iyi işlemediğini göstermektedir. Bunlar bir ülkeyi, kendi isteklerini onlara
zorlamaya çalışan uluslara karşı birleştirici bir etki yapar. Hedef alınan
ülkenin kendi koalisyonlarını oluşturmakta yaratıcı olmasına ve yaptırımların
etrafından dolaşacak yollar bulmaya çalışmasına yol açar. Bir uluslar
koalisyonunu yaptırımlar uygulamada çok uzun sürede bir arada tutmak zordur.
Yaptırımları zorla tatbik etmek güçtür. Karaborsa yaratıcıdır.
33. Eğer sizin ihtiyaçlarınız karşılanmıyorsa, diğer
tarafa bir şeyler verecek değilsiniz. Bu insan doğasının bir gerçeğidir.
Genellikle, birisi sizi incitmeye çalışırsa, siz de onu incitmeye
çalışırsınız.
34.İletişim bir kez başlayınca, insanın diğer
tarafın algılarını anlamasi gerekir. Onların kafasındaki resmi anlamadığınız
takdirde, ikna etmeye nereden başlayacağınızı bilemezsiniz.
35. Eğer bir ülke bizim konuşma önerilerimizi geri
çevirirse, uğraşmaya devam etmeli ve uğraşmakta olduğumuzu kamuoyuna
duyurmalıyız. Bırakın onlar kendilerini sorun haline getirsinler. İnsanın güçlü
görünmesini sağlayan, sorunları çerçevelemedeki başarısıdır.
36. Kamu sorunlarına yol açan insanları veya
süreçleri daha iyi anlamak suretiyle, oylarımızla, günlük konuşmalarımızla ve sayısız
diğer yoldan bunun hakkında bir şeyler yapmaya daha hazırlıklı oluruz. Kolektif
akıl ve ruhtaki bir değişiklik iş hayatı ve siyaset liderlerini etkileyebilir.
Bu aynı duygu Vietnam savaşının sona erdirilmesine yardımcı oldu, medeni haklar
hareketini başlattı ve cinsiyet ayrımının üstesinden gelmemize yardımcı oldu.
Belirli bir noktada, bir yığın insan statükoya katlanamıyorsa, bu değişir.
37. Unutmayın, anlaşmaların gerçekleşmesi veya
başarısız kalmasının nedenlerinin yüzde 10'dan daha azı meselenin özüyle
ilgilidir. Yüzde 90'dan daha fazlası insanlarla ve süreçle bağlantılıdır. Bu
bakımdan, kamusal problemler daha iyi insani becerilerin kullanımı yoluyla
azaltılabilir - güven, başkalarına değer vermek, onların algılamalarını
anlamak, ilişkiler kurmak. Bunlar daha iyi iletişim kullanarak, ihtiyaçları
ortaya çıkartarak, eşit değerde olmayan şeyleri takas ederek, çerçeveleme ve
taahhütlerle daha da azaltılabilir.
38. Müzakereyi şahsen yapmanız gerekmez. Yerel
satıcılar, alıcılar ve resmi yetkililer kendi yerel itibarlarına dayanırlar.
İyi niyet çok önemlidir. Bu nedenle, diğerleriyle ittifak kurarsanız, daha çok
ikna gücü elde etmiş olursunuz.
39.Diğer insanın nasıl düşündüğünü öğrenmek tabii ki
size takas edilecek şeyler bulmakta yardımcı olur.
40.İçinde bulunduğunuz kötü durumun ayrıntıları ikna
edici olabilir. Fakat (a) söylediğinizde samimi olmanız gerekir, (b) bu gerçek
olmalıdır, (c) zaten bunu bir milyon kere duymuş olmamaları gerekir. Amaç diğer
kişiyi oyuna getirmek veya bir bahane yaratmak değil, fakat onlarla bir
bağlantı kurmaktır.
41. İnsanlara kanaatlerini sorun. Bu onlara değer
kazandırır. Her yetişkin birçok yıl yaşamıştır. Sizin görmediğiniz şeyleri
görmüşlerdir. Eğer dikkat ederseniz her birinin size öğretecek bir şeyi vardır.
42. Bir sözleşmenin değeri nedir? Hukukçular bunun
bizim hukuki sistemimizin temeli olduğunu söylerler. Fakat sözleşmelerin ilk
ortaya çıkışının insanları yükümlülüklerine bağlı tutmakla fazla bir ilgisi
yoktur. Sözleşmeler insanların çoğu okuyup yazamadığı için geliştirilmişti.
Sözleşme insanların neyi kabul ettiklerini hatırlamalarını kolaylaştıracak,
hafızaya yardımcı bir araçtı.
43.Bazen insanlar size yardım etmek için bir yol
ararlar, fakat işleri veya pozisyonları nedeniyle kısıtlanmış olduklarını hissederler.
Onlara bir neden vermeniz gerekir.
44.İş için tuttuğunuz insanlar mal değildir. Onların
da hisleri vardır. Eğer sizden hoşlanırlarsa ve bir şey yanlış giderse bunu
sizin için yoluna koymak için daha çok uğraşacaklardır. Bu daha fazlasını elde
etmenin önemli bir anahtarıdır.
45.Hayattaki birçok şeyde olduğu gibi, bir işyerini
ne kadar çok kullanırsanız, size o kadar daha fazlasını verirler. Yapmamanız
gereken şey, onları eğer şöyle şöyle yapmazlarsa ilişkiyi sona erdirmekle
tehdit etmektir. Bu her münakaşa ettiğinizde eşinizi boşanmakla tehdit etmek
gibidir. Bir süre sonra size inanmamaya başlarlar. Bunun yerine, o ilişkiye ne
kadar yatırım yaptığınızdan bahsedin
46. Kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden
biri havayolları ve diğer seyahat şirketleri ve grupları tarafından kullanılan
standartların bir listesini yapmaktır. Listeyi beraberinizde getirin. İşleri
çerçevelemenize yardımcı olacaktır. Federal yasalara göre, örneğin, bir
havayolu sizi kaza eseri yaraladığı takdirde en az 200 dolar ödemesi gerekir.
Yine de insanlar 50 dolar kadar azına bile razı olurlar.
Bu bilgiyi bulmak zor değildir. Sadece müşteri
hizmetlerini arayın ve yolcular için havayolunun kurallarını öğrenmek
istediğinizi söyleyin. Teorik olarak, insanlar bunun nasıl yapılacağını
bilirler, fakat pek azı buna zaman ayırır. Buna birkaç saatinizi verin. Size
zaman ve harcama olarak bunun çok, çok daha fazlasını kazandıracaktır.
Havayolları standartlarına ve ABD Ulaştırma Bakanlığı'nınkiler gibi hükümetin
kurallarına bakın.
47.Ayrıntılar inanılırlık sağlar. Diğer tarafa ne
kadar çok ayrıntı verebilirseniz, sorununuz o kadar gerçek görünür ve size o
kadar daha çok yardım etmek isterler.
48.Çocuğa vurmak, aşırı davranışlara başvurmak
demektir. Zor kullanma çocuklara ancak gücü olanın haklı olduğunu öğretir.
49. Düzinelerle inceleme çocuklara vurmanın (veya
tokat atmanın) çocukta saldırganlığı ve davranış problemlerini arttırdığını
göstermektedir.
50. Sırf çocuklarımızdan yardım istemeniz onlara
değer verdiğinizi gösterir. Ve bunun karşılığında onlar da size değer
vereceklerdir.
Yorumlar
Yorum Gönder