LİDERLİK DEHASI VE ALFRED P. SLOAN / ALLYN FREEMAN / KİTAP ALINTILARI -2-

 



1. Tarihsel olarak ilk kez İtalyanlar, 1924 yılında sadece otomobiller için bir yol inşa ettiler.

 

2. İlk büyük İngiliz yolu ünlü M1’in yapımına 1950’lerde başlandı ve Londra’yı kuzey bölgelerine bağladı. 1970’lerde bitirildi ve bugün 321 km. uzunluğunda.

 

3. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra André Citroën dikkatini tekrar motorlu arabalara yöneltti. Henry Ford gibi tek bir model üretmeye karar verdi ve Tip-A’yı 1919 yılında piyasaya çıkardı.

 

4. 1920’lerde Citroën başarısızlığından sonra GM İngiltere’ye yöneldi, burada Amerikan otomobil üreticileri önemli ithalat vergileriyle karşılaştılar. Bunlara McKenna vergileri deniyordu. Reginald McKenna, İngiliz Başbakanı Herbert Asquith’in içişleri ve maliye bakanıydı. Görevi, giderek artan Birinci Dünya Savaşı masraflarına kaynak bulmaktı ve o da bu işi gelir vergisini artırıp, ithalat vergilerini düzenleyerek yapmıştı.

 

5. 1929 yılı itibarıyla GM ve rakipleri otomobil satışlarında ciddi bir düşüş deneyimlemeye başladılar. O yıl daha küçük, daha az başarılı otomobil firmalarının çoğu iflas etti. ABD’nin üç büyükleri toplam ABD satışlarının yüzde 75’ine sahip oldu.

6. Paarboom 20. yüzyılın ilk şirket birleşmesi danışmanlarından biri, kendini kanıtlamış bir bilanço dehasıydı. Şirketleri karşılıklı çıkarları için birleştirme konusunda uzmanlaşmıştı ve en önemli hamlesi de İngiliz sabun imalatçısı Lever kardeşlere Hollanda merkezli Margarine Unie’yle birleşmeyi önermesiydi.

 

7. 2003 yılında Opel 630.000 araç üretti ve Almanya’daki en büyük otomobil firması oldu.

 

8. 1948’de ilk Avustralya yapımı GM otomobilleri GM-Holden adıyla piyasaya sürüldü.

 

9. Tipik bir kapitalist olan Sloan, laissez-faire ilkesine, serbest pazar ekonomisine inanıyordu ve herhangi bir sanayi üzerinde kontrol inşa eden ülkelerle iş yapmaya karşıydı. İster ABD Kongresi, ister yabancı hükümetler olsun, siyasi güçten her zaman kuşkulanıyordu.

 

10. 1959 yılında GM, Brezilya’da küçük bir fabrika açtı. 1999 yılında Ford, Volvo’yu satın aldığında, GM de İsveç firması Saab’ı satın aldı. Küreselleşmeyle birlikte Arjantin, Şili ve Venezuela’da da GM fabrikaları kuruldu.

 





11. Yabancı pazarlara giren şirketlerin ana amaçlarından biri de yerel âdet ve kültürlere dair anlayışlarını geliştirmektir.

 

12. Chevrolet Nova, bu adla Orta ve Güney Amerika’da satışa çıkacaktı, ancak yöneticiler no va kelimesinin İspanyolcada “gitmez” anlamına geldiğini öğrendiler. Arabanın adı kısa zaman sonra Caribe olarak değiştirildi.

 

13. Alman bilgisayar zinciri Götzen, İstanbul’da Göt adı altında bir dükkân açtı, bu kelimenin Türkçe’de ne anlama geldiğini belli ki bilmiyorlardı.

 

14. Amerikan Motors şirketi, Matador adlı modelini Porto Rico’da satmak istedi ancak, yerel halk tarafından hoşnutsuzlukla karşılandı; çünkü bu kelime “katil” anlamına geliyordu ve boğa güreşleri bu adada yüzlerce yıl önce yasaklanmıştı.

 

15. Çin’de reklam kampanyası yaparken Pepsi, ABD’de kullandığı sloganı kullanmak istedi: “Pepsi sizi hayata döndürür.” Fakat Çin karakterlerinde bu cümle ne yazık ki ancak şöyle ifade edilebiliyordu: “Pepsi sizi mezardan çıkartır.”

 

16. Çince’de “Coca Cola” anlamına gelecek bir telaffuz bulabilmek için çalıştılar ve yakın bir telaffuz buldular ama karakterler “balmumundan kurbağa yavrusunu ısır” anlamına geliyordu. Sonra Çin karakterleri “ağızdaki mutluluk” anlamına gelecek şekilde değiştirildi.

 

17. ABD çocuk maması devi Gerber firmasının Fransa’ya hiç girmemesinin nedeni bu kelimenin Fransızcada “kusmak” fiiline karşılık gelmesindendi. (En azından bu firma ev ödevini yapmıştı.)

 

18. Çoğunlukla bir Amerikan firmasının uluslararası piyasada başarılı olabilmesi için kimsenin üretmediği bir ürün veya hizmeti üreterek piyasadaki ilk olması gerekiyor.

 

19.  Bilinen adıyla BI, 1950’li yılların sonunda yayıncı Eldridge Haynes tarafından Amerikan firmalarının İkinci Dünya Savaşı sonrası küresel kurallar, uygulamalar, siyasi olaylar ve ekonomik şartlar hakkında sabırsızca büyüyen taleplerini karşılamak için yayımlanmaya başlandı.

 

20.  Dondurma toplam ABD süt üretiminin yaklaşık yüzde 9’unu oluşturuyor.

 





21. Häagen Dazs Amerikan dondurmasını ve farklı tatlarını Avrupalılara sunan ilk firmaydı. 2004 yılı itibarıyla bu marka Güney Amerika’daki yeni işletmeler dahil olmak üzere 54 ülkedeki 700 kafede satılıyordu, 2000 yılında şirket Londra Leicester Meydanı’ndaki yerini yeniledi ve içini rahat bordo renkli kanepeleriyle döşedi.

 

22. 1923 yılında Sloan GM’in başkanı olduğunda aynı zamanda dünyanın çalışan sayısı en fazla olan şirketlerinden birini yönetmeye başladı. GM’i diğer büyük firmalardan ayıransa beş otomobil markasını, kamyon, lokomotif, bir yedek parça ve çeşitli aksesuvar firmalarını aynı anda bünyesinde barındırmasıydı. GM büyüdükçe Sloan tasarım, mühendislik, finans, pazarlama ve son olarak da personel için ayrı birimler kurdu.

 

23. Tarihsel olarak farklı bölümler altında şirket örgütlenmesinin ilk örneklerinden biri Sloan’ın yönettiği GM’dir.

 

24. Sloan şirketin bütünü ve farklı örgütsel bölümleri için ayrıntılı örgüt şemaları çizdi. 1937’de GM için bir dönüm noktası teşkil eden şemada Sloan, hissedarları en tepeye yerleştirdi. Bunu şirketin öncelikli amacının hissedarlara ait özkaynakları geliştirmek olduğunu göstermek için yaptı. Hissedarların altına yönetim kurulunu koydu ve bu kısımda da iki alt bölüm yer alıyordu: politika komitesi ve yönetim komitesi. Bu ikisi de bir sonraki şema düzeyine bağlanıyordu: CEO ve yönetim kurulu.

 

CEO’dan iki yöne çıkan oklar da özel politika gruplarını gösteriyordu; dağıtım, mühendislik, üretim, halkla ilişkiler, işgücü ilişkileri, denizaşırı operasyonlar, yönetici personel ve mali ilişkiler.

 

25.  Raskob’un GM’deki yönetim başarıları arasında mali muhasebe sisteminin değiştirilmesi, GM kredi şirketinin (GMAC) kurulması ve daha da önemlisi çalışanlar için bir tasarruf ve yatırım planının başlatılması bulunur. Ancak en önemli katkısı yeni bir nakit sistemi kurmasıdır, bu sistem şirketin birçok bankadaki nakit hesaplarını ortadan kaldırıyor ve GM’in borç alabileceği kullanılabilir kredi miktarını arttırıyordu. Bu yeni yöntem GM’in kısa vadeli senetlere yüksek yatırım yapabilmesini sağlıyor ve şirketin kısa vadeli kâr miktarını arttırıyordu.

 

26. Brown’un yaşamöyküsü kısaca şöyleydi: 13 yaşında Virginia Politeknik Enstitüsü’ne girdi ve 17 yaşında elektrik mühendisi olarak mezun oldu. 24 yaşında Du Pont firmasında çalışmaya başladı ve mali işler sorumluluğuna kadar yükseldi. Du Pont’tayken bir firmanın uzun vadeli planlamasında ekonomistlerin ve istatistikçilerin kullanılması gerektiğinin öneminin altını çizen ilk mali yöneticilerden biriydi.


27.  Pierre du Pont’un izniyle, Brown’a firmanın gelişmesine katkıda bulunan maliyet muhasebesi değişkenleri üzerinde daha sıkı bir kontrol uygulaması talimatı verildi. Onun yenilikçi uygulamaları şunlardı: Yatırım getirisi ilkesi, özkaynak kârlılığı, sermaye devir hızı ve olgulara dayandırılmış kesin satış ve maliyet tahminleri. 1920 yılında Pierre du Pont ve Raskob’a yardım için GM’e gittiğinde Brown bütün bu maliyet ve muhasebe sistemlerini beraberinde getirdi.

 

28. Wilson en çok bir cümlesinin yanlış yorumlanmasıyla yol açtığı ulusal feryatla bilinir. 1953 yılında Savunma Bakanlığı için yapılan Senato görüşmesinde şöyle demiştir: “Ülke için iyi olan GM için, GM için iyi olan ülke için de iyidir diye düşündüm.” Ama bu cümle medya tarafından kısaltıldı ve çarpıtılarak şu şekle sokuldu: “GM için iyi olan ülke için de iyidir.” Bu cümlede gerçeğe yakınlık vardı ama bu ifade, kızgın medya ve GM’i otomobil sanayisi içinden ve dışından eleştirenler tarafından kibirli bir övünmeye indirgenmişti.

 

29. 1998 yılında Advertising Age adlı derginin 20. yüzyılın en önemli reklamcıları listesinde William Bernbach en etkili yönetici seçildi.

 

30. İnandırıcı liderlik tespitlerinin hepsi esasen liderleri dört gruba ayırır: Düşünürler: Olguları, verileri tespit edip geçmişi inceleyerek yönetirler. Sezgili liderler: Daha büyük resme bakarlar, yaratıcıdırlar, kavramsallaştırırlar. Hissedenler: Bilgiyi insanlar üzerindeki etkisiyle uyumlandırarak işlerler. Sansürcüler: Önlerindeki işle ilgilidirler, sorunlara hızla çözüm bulurlar.

 





31. Kabul edilen şudur ki en iyi yöneticiler düşünür’le sansürcü’nün özelliklerini birleştirenlerdir.

 

32. Birleşme veya alım yoluyla genişlemenin cazibesi, tıpkı yeni bir aile kurmanın güçlüğünü çekmektense hazır bir aileyi sahiplenmeye benzer. Düzeni kurulu olan iş, değişim ve gelişim için hazır görünür. Ama burada asıl akıl yoran meseleler, tanıdık bir iş bulmak, şirketin faaliyet alanından farklı alanlardaki fırsatları kollamak ya da hiçbir şey yapmayıp eldeki işe yoğunlaşmak gibi seçeneklerdir.

 

33. Her zaman cazip olan, başka bir firmayı alarak ya da sizin faaliyet alanınıza benzer bir işi satın alarak şirketin gelirlerini arttırmak eğilimidir.

 

34. 1903 yılında David Buick’le işbirliği yaparak ilk binek otomobilini üreten William Durant, o zamanlar filizlenmeye başlayan otomobil sanayisinin sınırsızlığını hayal edebilen ilk yöneticilerden biridir.

 

35. William Durant’ın şirketler satın almadaki tutarlı tavrı, bütünlenmiş bir GM yaratmak düşüncesinden çok, geleceğin otomotiv sanayinin ne getireceğine dair belirsizliğin sonucudur.

 

36. (Arabalar için elektrikli kornalar ilk olarak 1908 yılında Lowell-McConell tarafından üretildi. Bu firmanın başkanı kornaya Yunanca “klaxo”, çığlık atmak fiilinden uyarladığı Klaxon adını koydu. Bu unutulmaz sesli ürün birden o kadar popüler oldu ki, birkaç yıl sonra, tehlikeli viraj girişlerine konulan işaretlerde “Klaxon Çalın” yazıyordu.)

 

37. Aynı derecede önemli olan bir başka şey Sloan’ın United Motors Servis şirketini kurmasıdır, bu yeni şirket satış sonrasında parça ve hizmet sunan ilk şirketlerden biriydi. 20 şehirde örgütlendi ve ülkenin daha küçük şehirlerinde de ek bağlantılar kurdu. Bu şirket GM’in Mr. Goodwrench olarak bilinen satış sonrası servisinin öncüsüydü.

 

38. 1915 yılında ilk taksitle otomobil satışını Willys-Overland şirketi yaptı.

 

39. 1920’lerde tüketici dar gelirli vatandaşlara borç vermek için kurulmuş mali kurumlar olan Morris bankasından da borç alabiliyordu. Morris bankası maddi teminat istemiyordu ama buna karşın iki kefil istiyordu.

 

40. 1919 yılında ulusal bankaların otomobil finansmanındaki kârlı pazarı görememeleri nedeniyle doğan boşluğu GMAC doldurdu. Bankaların ilgisizliğinin birçok sebebinden biri, çeşitli patlama ve çöküşlerle dalgalanan ülke ekonomisiydi. Bankalar haklı olarak ekonomik düşüşlerde zamanında ödenemeyecek potansiyel otomobil borçlarının sayısının oldukça fazla olabileceğini düşünüyordu. Bankalar geniş bir ikinci el araba satışı ağı kurmakla ilgilenmiyorlardı.

 





41. Sloan olgulara dayanan karakteristik yönetim tarzıyla, 1927 yılında Columbia Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Profesör E. R. A. Seligman’ın GM tarafından yaptırılmış olan

kredi konusundaki çalışmasına dayanıyordu. Bu ufuk açan iki ciltlik Taksitle Satış Ekonomisi başlıklı kitap ABD’de borçlanma hesaplarını sonsuza kadar değiştirdi. Seligman (tüketici) borç ve kredinin olumsuz çağrışımlarını ortadan kaldırabilmek için farklı bir terminoloji kullanmış ve daha olumlu bir durumu ifade etmişti (“üretici borç” ve üretici kredi”).

 

Bu çalışma, taksitli alımların daha fazla kabul edilmesini sağladı. Sloan çalışmanın ana fikrini özetledi: “Borç sadece talebi geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda ekonomiyle etkileşim kurarak gerçekte alım gücünü de yükseltiyor.”

 

42. GMAC’in tarihi istatistikleri şaşırtıcıdır: 1919 yılından beri 41 ülkede yaklaşık 160 milyon aracın alımı için 1,3 trilyon dolar kredi finansmanı yapıldı. Gelir gücü küresel finans kurumlarını kıskandırdı. 1985 yılı itibarıyla bu şirket ilk 1 milyar dolarını kazandı ve 2003 yılı itibarıyla 2,8 milyar dolar kazancın üzerine çıkmıştı.

 

Bugün GMAC ev kredisi, taşınma, sigorta ve hatta GMAC Bankası gibi diğer finansal hizmetlerle sağlam bir mali kurumdur.

 

43. Sloan üç otomobil dışı bölümün başarılı olmasının sebebinin buradaki personelin, özellikle bu şirketlerdeki araştırma personelinin bu yeni teknik bilginin satış potansiyelinden emin olması sonucunda olduğunu görmüştü. Bu şirketler mevcut rekabetin sunduğundan oldukça farklı yeni teknikler kullanıyorlardı.

 

44. 1930’larda ABD’deki demiryolları için tek tip bir motor bulunuyordu, o da buharlı olandı. Ancak 10 yıl içinde dizel hâkim tip lokomotif haline geldi. Amerikan demiryolu topluluğunu şok edense önde gelen dizel lokomotif üreticisinin GM şirketi olmasıydı.


45. 1827 yılında John Stevens New Jersey, Hoboken’de yapabileceklerini sergilediğinden beri buhar, Amerikan tren yolu sistemi için güç kaynağı tercihi olmuştu. 1830 yılında Peter Cooper ilk Amerikan yapımı buharlı lokomotifi üretti, meşhur Tom Thumb makinasını. Dizeller en sonunda buharı geçti; çünkü buhar pahalı bir hammadde kullanıyordu ve pahalı emek-yoğun bakım masrafları söz konusuydu.

 

46. Dizel teknolojiyi ilk düşünen yine araştırma dehası Charles Kettering’di.

 

47. 1927 yılı itibarıyla Frigidaire, küçük bir tahta dolap, büyükçe bir su tankı ve su soğutmalı kompresörden, hava soğutmalı iki silindirli bir kompresöre sahip çekici bir porselen dolaba dönüştü. 1922 yılının 417 kiloluk ve 714 dolarlık canavarı GM araştırma ekibi tarafından 181 kiloya düşürüldü, fiyatı da 468 dolara indirildi. 1927 yılı itibarıyla Frigidaire, küçük bir tahta dolap, büyükçe bir su tankı ve su soğutmalı kompresörden, hava soğutmalı iki silindirli bir kompresöre sahip çekici bir porselen dolaba dönüştü. 1922 yılının 417 kiloluk ve 714 dolarlık canavarı GM araştırma ekibi tarafından 181 kiloya düşürüldü, fiyatı da 468 dolara indirildi.

 

48. Yıllar ve yüz binlerce buzdolabından sonra artık, buzdolabı kelimesinin (refrigerator) sıklıkla kullanılan Amerika’daki kısaltması fridge kelimesi Frigidaire’den geliyordu.

 

49. Bugün Gerber Araştırma Merkezi sadece çocuk beslenmesiyle uğraşan en büyük özel araştırma kurumu ve şirket bebek beslenmesinde en güvenilir Amerikan markası olma özelliğini sürdürüyor.

 

50. Zaman içinde daha fazla kazanmak için Gerber, bebe maması hazırlama çerçevesinde birçok adım attı. 190’dan fazla çeşit sundu. Aynı zamanda denizaşırı ülkelere de açıldı ve hâlihazırda 80 ülkede 18 farklı dilde satış yapıyor. ABD’de İspanyol ve Latin kökenli aileler arttıkça şirket Orta ve Güney Amerika bölgelerinden meyve ve sebzelerle hazırlanmış tropik ürünlerini piyasaya sürdü.

Yorumlar

Popüler Yayınlar