Liderlik Dehası Ve Alfred P. Sloan / Allyn Freeman / Kitap Alıntıları -1-
1. Sloan, yeniden örgütlenmeye ek olarak, dehasının
pırıltıları olan pratik işletme kararlarını da ortaya koydu:
– Müşteriye geniş bir seçenek yelpazesi sunun.
– Kurumsal reklamlar ve halkla ilişkiler
aracılığıyla olumlu bir şirket imajı sunun.
– Denizaşırı
üretim veya ihracat aracılığıyla uluslararası satış ve pazarlamanın
gerekliliğini fark edin.
– Şirketin ürettiği ana ürün veya hizmetin dışında
yardımcı ürün veya hizmetler bulun.
2. Sloan bir
kişinin mutlak idaresinin içinde barındırdığı sorunu anlamıştı: “Diktatörlük,
diktatör bütün soruların cevabını bildiği sürece en etkin yönetim biçimidir.
Ama hiçbir zaman bilmez ve bilmeyecek. İşte bu
nedenle diktatörlükler nihayetinde son buluyor.”
3. Amerikan otomobil tarihindeki en meşhur
tartışmalardan biri su soğutmalı motor ile hava soğutmalı motorun çarpışması
üzerineydi.
4. ABD ordusu en alttan en üst rütbeye kadar bir
emir-komuta zinciri uygular. Bu kanıtlanmış yöntem, emir ve kararların en
aşağıya kadar verimle iletilmesini sağlar. Muhalefet veya şikâyetleri ifade
etmek için orduda kullanılan yöntem “emirkomuta zincirinde bir üst rütbedekine
başvurmak”tır. Bunun için müştekinin önce bir basamak yukarıya çıkması gerekir.
Oraya varınca bir sonraki basamağa çıkmak için izin alabilir veya alamayabilir.
Birçok kereler olası adaletsizlikler veya büyük şikâyetler bir basamak üstte
çözülebilir. Ve eğer bir basamak daha üste çıkma izni verilmezse sorun orada
halledilir.
5. 1920’lerde otomobiller de başarı yolunda
ilerlediler ve oto satışları etkileyici bir biçimde arttı. 1919 yılında Amerika
yollarında 7 milyon araba geziniyordu ve 1929 yılı itibarıyla bu rakam 27
milyona çıkmıştı. Bu yaklaşık her Amerikan evi için bir araba anlamına
geliyordu. Dahası 1920 yılında ülkenin 369.000 millik yolu vardı ve 10 yıl
sonra bu rakam yüzde 230’luk bir artışla 852.000 mile çıkmıştı.
6. Henry Ford sadece otomobil üretiminde uyguladığı
montaj hattı nedeniyle başardığı önemli otomobil satış rakamından ötürü değil,
aynı zamanda 1914 yılında kullandığı işgücü için minimum 5 dolar gündelik
ödemesiyle de önemlidir. Çünkü bu rakam o dönem ABD’deki ortalama işçi maaşının
iki katıdır. Onun hareketli montaj hattı bir otomobil imalatı için 1912’de
harcanan 13 saati, 1914 yılında bir buçuk saate indirdi.
7. 1920’lerde tüketimin yükselişi kredili satışlar
ve yeni tasarlanan ödeme planlarıyla hızlanıyordu. Taksitli satışlar ilk olarak
19. yüzyılda Paris’teki büyük mağazalarda başlamıştı.
8. ABD’de Singer dikiş makineleri satışının
arkasındaki dahi olan Edward Clark 1850’de taksitli satışları başlattı. 125
dolarlık satış fiyatıyla zaman tasarrufu sağlayan bu makine birçok Amerikan
evinin kapısından içeri giremiyordu; ama Clark ilk ödeme 5 dolar ve geri kalanı
ayda 3 dolar olmak üzere “kiralama-satın alma planını” başlattı. Clark aynı
zamanda getir-götür kampanyasını da hayata geçirdi, getirilen her marka dikiş
makinesine 50 dolar ödüyor ve tüketiciye yepyeni bir Singer veriyordu. 1890
yılı itibarıyla bir Singer dikiş makinesinin maliyeti 35 dolara düşmüştü.
Singer şirketinin finansman planı şu meşhur cümleyle basitleştirilmişti: “Bir
dolar ucuza ve haftada bir dolara.”
9. 1920’lerin ortasında filizlenmeye başlayan ikinci
el oto pazarı, taksitli satışların yeni araba piyasasına uyarlanmasının ve
yayılmasının ateşleyicisi oldu.
10. Tarihsel olarak, otomobilleri birleştirme
konseptini başlatan öncü William Durant’tır. 1908 ve 1910 yılları arasında
Durant, otomotiv sektörüne bağlı 25 firma satın aldı, bunların 11’i otomobil
üretiyordu. Bu 11 markadan sadece 5’i 1923’te başlayan Sloan dönemine kadar
yaşayabilmişti: Chevrolet, Buick, Oldsmobile, Pontiac (önceden Oakland) ve
Cadillac.
11. GM, otomobillerini yedi değişik marka altında ve
artan fiyatlarla satıyordu. Tüketici, dört silindirli bir Chevrolet 490’a taban
fiyat olan 795 dolardan sahip olabilirdi, fiyat merdiveninde altı silindirli
bir Oakland ise 1.395 dolardı. Sekiz silindirli bir Olds’u 2.100 dolara alarak
merdivende tırmanmaya devam edebilirdi ya da bir Cadillac’ı 3.790 dolara alarak
zirveye ulaşırdı.
12. 1921 yılında tüketiciye ilk defa sunulan,
modellerin ve belli bir modelin unsurlarının çeşitlendirilmesi yeniliği, GM’in
gelecek altmış yılındaki başarısının anahtarını oluşturacaktı.
13. 1900 yılında yapılan nüfus sayımı toplam nüfusun
76 milyon olduğunu, bunların 30 milyonunun (yüzde 39) şehirlerde, 46 milyonunun
da (yüzde 61) kırsalda yaşadığını gösterdi. 30 yıl sonra 1930’da nüfus 123
milyona çıktı, ama en fazla nüfus artışı şehirlerde yaşandı. Şehir nüfusu 69
milyona ulaştı (yüzde 56), kırsal nüfus da 54 milyona çıktı, ancak toplam
nüfusun yüzde 44’üne düştü.
14. “Paranın karşılığında daha fazlasını sunmak”
otomobil sanayisi pazarlamasında değişimi temsil ediyordu. Bu özel yenilik
stratejisinin ikili bir amacı vardı: Daha çok özelliği olan, daha kaliteli bir
Chevrolet ve belli bir rekabet hedefi olan Ford’un Model-T’si.
15. 1919 yılı itibarıyla bir Packard yarışçısı
Daytona Beach’te saatte 149 mil yaparak dünya kara hızı rekorunu eline
geçirmişti. Yarış otomobilinin başarısı Packard’a büyük ün sağladı.
16. 1920’ler boyunca Amerikan otomobili belirgin bir
dönüşüm geçirdi, ulaşım için kullanılan üstü açık bir araçtan, ulaşım ve
eğlence için kullanılan üstü kapalı bir otomobile doğru bir değişiklik söz
konusu oldu. 1924 yılında kapalı gövde otolar ABD sanayi satışlarının yüzde
43’ünü oluşturuyordu ve 1927 yılı itibarıyla bu oran etkileyici bir rakam olan
yüzde 85’e çıkmıştı.
17. Tarihsel bir not: Tasarım Bölümü kadınlara GM’de
çalışabilmek için ilk fırsatları sundu. Bu sayede erkek egemen ABD otomobil
sanayisinde önemli miktarda kadın işe alınmıştı.
18. Sloan daima dinamik eskitme terimini kullandı
(daha sonra olumsuz anlamlar taşıyacak şekilde planlı eskitme olarak akılda
kaldı), bu terim Amerikalı otomobil alıcısının ortalama her iki yılda bir
elindeki eskiyi satıp yerine yenisini alması durumunu tanımlıyordu.
19. GM altı değişik otomobil modeli satıyordu, en
düşük fiyatlı Chevrolet’den en yüksek fiyatlı Cadillac’a kadar her keseye hitap
eden otolardı bunlar.
20. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Sloan yıllık
modelleri sergilemek için başka bir tüketici yönelimli faaliyet başlattı: GM
Motorama Show.
21. 1962 yılında Massachusetts Institute of
Technologies (M.I.T) ve Digital Equipment Corp. ilk kişisel bilgisayarı 43.000
dolar maliyetle yaptılar. Bu ilk kişisel bilgisayar, MITS Altair 8080, takım
halinde 1975 yılında piyasaya sürüldü ve meraklılarına birkaç bin adet satıldı.
1983 yılı itibarıyla tüketiciler bir Radio Shack dizüstü Tandy modelini
Microsoft DOS işletme sistemiyle birlikte 2.000 doların altında satın
alabiliyorlardı.
22. 1986 yılında, Microsoft IBM için Windows’u
geliştirdikten bir yıl sonra, bilgisayarı bulunan Amerikan ailesi oranı ancak
yüzde 8,2’ydi. 2004 yılı itibarıyla kullanım yüzde 75’e çıkmıştı. İnternet ise
daha kısa zamanda daha çarpıcı bir artışla büyüdü. 1998 yılında Amerikan
evlerinin sadece yüzde 18,6’sı internet bağlantısına sahipken, bu oran 2004
yılında inanılmaz bir yükselişle yüzde 67,6’ya çıktı, 190 milyondan fazla
Amerikan ailesi internete bağlanmıştı.
23. ABD bilgisayar sanayisi, tıpkı üç büyük Amerikan
oto üreticisi gibi, yüzlercesinden sadece küçük bir grup üreticiye düştüler.
2004 yılının liderleri Dell (yüzde 32,8) ve Hewlett Packard’dı (yüzde 20,5) ve
bu iki firma ABD’deki PC satışlarının yüzde 53’ünden fazlasını
oluşturuyorlardı. Gateway yüzde 5,2’yle üçüncü ve Apple’ın da yüzde 3,3’lük bir
payı ve aynı zamanda belirgin ve sadık bir kullanıcı tabanı var.
24. Bütün bilgisayar sanayisi yine bir Sloan yöntemi
kullanarak satış sonrası hizmeti veriyor (internetten ve çoğunlukla ücretsiz
olarak). Bu tüketici servisi bir alışveriş kararının belirlenmesindeki en
önemli özellik ve Dell ve HP müşterilerine satış sonrası hizmet sunmakta
mükemmel biçimde ünlendiler.
25. Sloan’ın ilkelerini izleyen bir başka yeni
sanayi örneği de saç-boyası sanayisiydi. Bu iş alanında faaliyet gösteren bir
şirket, Sloan başkan olduktan sonra GM’in otomobil pazarını elinde tuttuğu
gibi, saç boyası pazarını elinde tutuyordu. Bu saç boyası firması Clairol’dü.
26. Clairol’ün hikâyesi (aynı zamanda ABD’de saç
boyamanın da hikâyesi) 1931 yılında New York’lu bir kimyacı olan Lawrence
Gelb’in o dönemde Amerika’da bulunmayan yeni kozmetik fikirleri için Avrupa’ya
gitmesiyle başladı. Paris’teki Mury firmasının bir ürünü Gelb’in dikkatini
çekti: Clairol denen bir saç boyama maddesi. Clairol Fransızca “açık renk”
demekti. Gelb formülün patentini bir Alman kimyacı olan üreticiden 25.000
dolara satın aldı.
27. 1930’larda Amerika’da saç boyama sadece kuaför
salonlarında yapılıyordu. Ama çoğu kadın saç boyatırken görünmek istemiyordu.
Bunun yerine kuaförlere arka kapılardan girip gizlice çıkıyorlardı. Dükkânda
saç boyama işlemi perdelerin arkasına gizlenilmiş olarak yapılıyordu. O dönemde
kuaförler için önemli bir sorun da düşük kaliteli saç boyalarından kaynaklanan
cansız renklerdi.
28. Foote, Cone ve Belding reklam ajansı tarafından
yaratılmış olan ve Shirley Polykoff tarafından yazılmış olan bu reklam meydan
okuyan ve cinsellik göndermeli sorusuyla hemen Amerikalı kadınların ilgisini
çekti. Nice ’n Easy satışları, gittikçe daha fazla kadın kuaföre para
ödemektense evde kendi saçını boyamayı tercih edince, roket hızıyla fırladı.
Buna ek olarak bir kuaföre gitmeyi hiç düşünmemiş kadınlar da ürünün kuaför
gibi sonuç verip vermediğini görmek için satın aldılar.
29. Clairol’ün hedeflediği diğer pazar hedefi
beyazlayan saçlarının istedikleri kadarını boyamak isteyen yaşça daha büyük
kadınlardı. Onlar için çıkarılan yeni ürün “Sevgili Bakım”dı ve bu da parlak
bir kampanyayla sunuldu: “Yaşlanmıyorsunuz. Daha İyiye Gidiyorsunuz.”
30. 1970’lerin ortasında (şimdi 1959 anlaşması
sebebiyle Bristol-Myers’in bir parçası olan) Clairol saç boyası pazarının yüzde
60 ila 70’ini elinde tutuyordu. Şirket Manhattan bürolarında yeni işe
alınanları bir haftalık bir saç boyama kursundan geçiriyordu. Clairol düzenli
olarak yerel pazarı derinliğine inceliyordu ve esas olarak saç ve saç boyası
araştırmaları üzerinde uzmanlaşmıştı.
31. 1970’lerin başında elde edilen verilere göre
uzun saçlı genç Amerikan kadınlarının sayısı gittikçe artıyordu. Bu durum
Clairol’ün başarılı bir yeni ürün olan saç kremi “Long and Silky”i ve aynı adı
taşıyan şampuanı çıkarmasına neden oldu. Aynı zamanda 1970’lerde Clairol
“Herbal Essence” şampuanlarını çıkardı. Bu ürün de tüketici eğilimlerinin
incelenmesinden ve ülkedeki “doğal ve organik olma” eğilimine dahil olabilmek
için bir dizi doğal kokulu şampuan çıkarma kararından kaynaklanmıştı.
32. 2004 yılında Amerika’da otelcilik sektörü 86
milyar dolarlık bir pazardı ve gelir lideri 9,2 milyar dolarla Marriott’tu.
Hiçbir şirket tüketiciye hem ABD’de hem de denizaşırı ülkelerde en ucuz ve en
lüks konaklama seçeneklerini sunmakta Marriott kadar başarılı olmadı. Düzenli
otel işinden elde ettiği yüzde 21’lik pay (odalarında banyo olmayan ve sınırlı
hizmet veren ekonomi sınıfı otelleri hariç) diğer iki otel zincirinin -Hilton
yüzde 16 ve Starwood yüzde 11- önündedir.
33. Marriott firması, 1927 yılında kurucusu J.
Willard Marriott’un Washington D.C.’de A&W adlı bir biracı açması ve adını
Hot Shoppe koymasından itibaren kendini tekrar tekrar yeniledi. 1937 yılında In
Flight Catering adını alan firma, Amerikan Havayolları’na ve şu an varlığı son
bulmuş Eastern ve Capital Havayolları’na, yiyecek (catering) servisi sunmaya
başladı.
Sonraki 30 yılda firma özellikle yemek servisi
işinde kaldı, Hot Shoppes adı altında Washington D.C. ve Maryland, Baltimore’da
bir dizi başarılı kafeterya işletti. İkinci Dünya Savaşı boyunca uygun fiyatlı,
kaliteli yemekleriyle ülkenin başkentinden geçen askeri personele hizmet sundu.
34. (Konaklama sanayisi, kullanımdaki oda başına
gelir demek olan REVPAR [Revenue per available room] terimini kullanıyor. Bu
hem tekil otellerin hem de toplu olarak oteller zincirlerinin verimliliğini
ölçmekte kullanılan bir terimdir. REVPAR bir odanın doluluk oranı ve odanın
ortalama fiyatı birleştirilerek hesap edilir.)
35. (Hallmark resmi günler için kart yapamaz, bunun
için Kongre kararı gerekir. Kart sanayisinde Noel en fazla kart üretilen
dönemdir, yıllık kart satışı sayısı yaklaşık üç milyardır. Sevgililer gününde
bir milyar kart satılır. En düşük sayı yaklaşık yarım milyon kartla hemşireler
günündedir.)
36. GM gibi Hallmark da 1944 yılında şu sloganla
başarılı bir kurumsal reklam kampanyası yaptı: “En iyisini gönderecek kadar
önem verdiğinizde” (Bu kampanya, 20. yüzyılın en başarılı reklamları
sıralamasında 68. idi) Buna ek olarak 1949 yılında çıkan firmanın imzası ve taç
logosu Amerika’nın en tanınan ve en çok saygı duyulan şirket tasarımlarından
biridir. General Electric’in el yazısı baş harfleri veya Coca Cola logosu gibi.
37. Hallmark, 1986 yılında Shoebox mizahi kutlama
kartlarını çıkardı. Yakın zamanda diğer kart üreticisi firmaları satın alma
yoluyla dini kartlar da çıkarmaya, 1999 yılındaysa bütün kartlarını İspanyolca
olarak çıkarmaya başladı.
38. Sloan’ın yardımcı işler bulma fikrinden
esinlenen Hallmark, ürünleri arasında Crayola, Magic Markers ve Silly Putty
bulunan Binney and Smith firmasını da bünyesine kattı. Aynı zamanda dünyanın en
büyük model setlerini üreten RevellMonogram’ı da satın aldı. Ve piyasadaki
kurdele ve ambalaj kâğıdı ve fiyonklarının çoğu da bugün Hallmark tarafından
üretilmekte.
39. Sloan’ın “her fiyat ve amaç için bir otomobil”
stratejisini incelerken bunun başarısının müşterilere doğru seçenekleri
sunmakta yattığını anlamak önemlidir.
40. Sloan, yurttaşların birey olmaktan gurur duyduğu
bir toplumda özellikle otomobil alımında çok seçenek sunmanın kendini ifade
etmeye katkıda bulunduğunu hissetti. Sloan’ın dediği gibi herkes arabanın zaten
yürüyeceğini bildiğine göre alım kararını oluşturan değişkenler fiyat, biçim ve
seçim özgürlüğü etrafında toplanıyordu.
41. Çok fazla seçenek de tüketiciler için yorucu
hale gelir ve sıkıntı yaratır. Şimdiki durumda ortalama bir süpermarkette
40.000 değişik ürün bulunur ve hepsi de popüler markaların farklı ürünleridir.
Buna psikologlar seçenek yükü (choice overload) diyorlar. Buna göre
Amerikalılar alışveriş kararlarını sorgulamaya başlayıp, ürünler yüksek
beklentilerine ulaşamadığında da kararlarında kendilerini başarısız buluyorlar.
42. Telefonun gelişmişliğiyle yüksek fiyatı ve
tarife şartları arasında bir bağlantı var; telefon ne kadar pahalı olursa
müşterinin aylık telefon faturası da o kadar yüksek oluyor.
43. Müşteriler fayda, maliyet ve risklerin tahliline
dayanarak seçim yapıyorlar. Ancak en son yapılan araştırmalar gösteriyor ki
potansiyel müşteriler çok fazla seçenekle karşılaştıklarında zihinleri duruyor.
Çok faydalı seçeneklerin bağlantılarını ve değişkenlerini hesap edemiyorlar.
Buradan çıkan olumsuz sonuç şu ki bu seçenekler yorgunluk verici olmaya
başladığında müşteriler hiçbir şey satın almıyorlar.
44. Tüketici araştırmaları müşterilerin seçimlerini
tartmaya ve kötü bir seçim yaptıklarına dair endişelenmeye eğilimli olduklarını
gösteriyor, bu nedenle de büyük çoğunluğu fazla seçenekten hoşlanmıyor.
Perakendeciler seçenek sayısını sınırlamaya, toplam kalem sayısını azaltmaya
başladılar ve bu sayede satışları artmaya başladı.
45. 2000 yılının Aralık ayında GM akla gelmeyecek
bir karar aldı ve 2004 yılından itibaren en eski Amerikan arabası olan
Oldsmobile’i artık üretmeyeceğini açıkladı. Bu model 1897 yılında Ransom Olds
tarafından üretilmeye başlanmıştı ve 1908 yılında General Motors’un bünyesine
katılan ikinci araba markasıydı.
46. Bir zamanlar Oldsmobile GM’in en yenilikçi
modeliydi. 1938 yılında ilk otomatik transmisyonu o yapmıştı ve 1949 yılında
efsanevi Rocket 88 model motoruyla ilk yüksek kompresyonlu, valflı V-8’i
sunmuştu.
47. Sloan, GM’in müşterilerine her zaman sunduğu
akıllı seçimleri vurgulayan bir ürün politikası ortaya koydu. Burada izlenen
strateji, GM’in en azından tasarımda rakiplerine eşit arabalar üretmek; ama
radikal tasarımlı veya radikal fikirli araçlarla riske girmemekti (örneğin Saturn).
48. Bugünün modern şirket ve örgütlerinde
projeksiyonlar yapmak, satış ve kâr dahil çeşitli değişkenlerin statülerini
belirlemek için sayılara ve tahminlere dayanmak yaygın bir uygulamadır. Şirket
veya örgütün nasıl çalıştığını öğrenmek için raporlar biçimindeki hayati öneme
sahip istatistiklere gereksinim duyulur. Buna ek olarak, iyi işletilen bir
örgüt kısa ve uzun vadeli planlamaları için bütün birimlerindeki yöneticilerine
önerilerini sorar. Bu olgular ve istatistiksel tahminler firmanın gelecekteki
başarısı üzerinde doğrudan bir öneme sahiptir.
49. Amerikan iş hayatında olguların bugün olduğu
kadar önemli bir rol oynamadığı bir dönem vardı. O zamanlar -özellikle yeni
ortaya çıkmakta olan otomobil sanayisinde- iş, verilere veya planlamaya
dayanmadan yürütülüyordu. Mali sorumluluğu çok az olan veya hiç olmayan tek bir
kişi işi yönetiyordu ve çok ender olarak da satış veya üretim rakamları dışında
veriler isteniyordu.
50. GM satış ve pazarlama stratejisi yedi farklı
modelde birçok araba satmaktı, bunlardan en ucuzu 795 dolarlık dört silindirli
Chevrolet, en pahalısı da her türlü ilave aksesuvarla 5.690 dolara sekiz
silindirli Cadillac’tı.
51. GM’in 1920 yılı satışları toplam 393.000
otomobildi ya da bir başka deyişle Ford’un o yıl sattığı 1.074.000 arabanın
sadece yüzde 37’si. Bu rakamlar Ford Motor Şirketi’nin 2.300.000 oto üretilen
toplam ABD pazarındaki payının yüzde 47 ve GM’in de ikinci büyük oto üreticisi
olarak sadece yüzde 16’lık bir pazar payına sahip olduğunu gösteriyordu. 1921
yılında GM yüzde 12’ye düştü ve Ford yüzde 60’a yükseldi.
52. 1922 yılında Sloan GM’i daha kârlı hale getirmek
için gereken hammadde, yedek parça ve diğer önemli kalemlerin büyük çaplı
alımlarında verimlilik üzerine yoğunlaşacak genel bir satın alma komitesi
kurdu. Aslında Sloan’ın tahmini verimli alımın şirkete yılda 5 ila 10 milyon
dolar tasarruf ettirebileceğiydi.
53. Brown fen ve matematik eğitimi almış o yeni
üniversitelilerden biriydi. 1902 yılında Virginia Politeknik Enstitüsü’nden
mezun olmuş ve daha sonra Cornell Üniversitesi’nde mühendislik konusunda yüksek
eğitim almıştı. Onun esas katkısı Amerikan şirketlerinin daha sıkı bir
muhasebeye ihtiyaçları olduğunu fark etmekti. O, tarihsel olarak ulusun ilk
gerçek “rakam” adamlarından biri olarak nitelenebilir.
54. Sarsıcı istatistiksel kavramlardan biri de
Sloan’ın üretimi kontrol edebilmek amacıyla bölüm başkanlarından yıllık
tahminler istemesiydi: “Onlardan gelecek yıl için karamsar, muhafazakâr ve
iyimser beklentileri temelinde satışlarının, kazançlarının ve para
gereksinimlerinin ne kadar olacağını tahmin etmelerini istedim.”
Ancak Sloan fark etti ki sayısal kontrollerle
(finans, muhasebe ve üretim) hareket edenlerle, daha iyimser ve beklentilerde
aşırıya kaçma eğiliminde olan satış ve pazarlama ekibinin tahminleri arasında
doğal bir farklılık vardı.
55. Sloan’ın GM’deki dönemi ile bugünün hızlı
internet ve pazarlama çağı arasında uzun yıllar var. Ancak otomobili ister
araba bayisinde isterse internette satın, tek önemli değişken satış işlemidir.
Bu ABD’deki yetişkin otomobil alıcıları için olduğu kadar, dünya çapındaki
gençler için de doğru. Dünyanın her yerinde tüm pazarlamacılar olgulara
dayanmak zorundadır.
56. SODENA ekonomik gelişmede eşsizdir; çünkü
dünyanın kamu tarafından yönetilen tek borsasıdır ve kâr amacıyla çalışır.
57. Bir örgüt veya firmanın bütün seviyelerinde
olgular karar almak için esastır. Bunlar birincil veya ikincil olgular
biçiminde olabilirler ama verilerin esas kullanım amacı örgütü iyileştirecek,
çalışmasını ve kazancını geliştirecek programlar tasarlamaktır.
58. Olguları kullanmanın kaçınılmaz sebebi, gerçek
olmayabilecek önsezilere dayanmak yerine gerçek dünyaya erişebilmektir.
59. Kendi adını taşıyan Pittsburgh merkezli şirketin
kurucusu H.J. Heinz, 1886 yılında yedi Amerikan ürününü İngiltere’ye götürerek
ilk yurtdışı seferini yaptı. Bu ürünler Londra’daki prestijli bir dükkân olan
Fortnum ve Mason tarafından kabul edildi. Heinz, 1919 yılında İngiltere’de ilk
fabrikasını kuruncaya kadar ihracat yapmaya devam etti. (Yerel imal edilen
pişmiş kuru fasulye konservesi ve şişede satılan salata soslarını seven birçok
İngiliz, Heinz’in bir İngiliz firması olmadığını keşfettiklerinde
şaşırmışlardı.)
60. Ford ilk arabasını 1903 yılında İngiltere’ye
ihraç etti. 1905 yılında Ford, Londra’da bir galeri açtı ve 400 araba sattı.
İngiltere’de yerel araba talebi artınca, Ford Kuzey Amerika dışındaki ilk
üretim birimini kurdu, 1911 yılında Manchester yakınında Trafford Park’ta bir
fabrika inşa etti. Şirket iyi bilinen montaj hattı üretimine başladığında
-İngiltere ve Avrupa’nın ilk montaj hattı- yıl 1913’tü...
Yorumlar
Yorum Gönder