YOGA- BİREYİN DOĞUŞU / OSHO -2-
1. Şu andaki halinle sadece birçok arzunun
kölesisin. Birçok efendin var ve sen de sadece bir kölesin -ve birçok yöne
çekiliyorsun.
2. Yiyeceklerini
değiştirirsen, beden duruşunu değiştirirsen, uyku düzenini değiştirirsen,
olağan alışkanlıklarını değiştirirsen, içinde yeni bir kişinin meydana
geldiğini göreceksin.
3. Ama unutma ki, hayatta sadece tek bir yanlış vardır, o da hiç hareket
etmemek; sadece korkarak oturmak; sadece hareket ettiğinde bir şeylerin yanlış
gideceğinden korkmak; yani beklemenin ve oturmanın daha iyi olduğunu
düşünmektir.
4. Yanlış
bilgi, nesnenin tam karşılığı olmayan hatalı bir anlayıştır.
5. Hepimizin üzerinde büyük bir yanlış bilgi yükü vardır, çünkü bir gerçekle
karşılaşmadan önce önyargılıyız.
6. Önceden belirlenmiş bir anlayışın var, önyargılı bir zihnin ve bu
önyargılı zihnin sana yanlış bilgi veriyor.
7. Gerçekten
de iyilik veya kötülük herhangi bir ırka mahsus değildir; kişilere, bireylere
mahsustur.
8. İyilik ve
kötülük herhangi bir ulusa, herhangi bir ırka, herhangi bir kültüre mahsus
değildir; bireylere, kişiliklere aittir.
9. Ne
düşünürsen düşün, gerçeği daha yeni öğrenmediysen, yanlıştır.
10. Geçmişini,
önyargılarını beraberinde taşıma. Zihnini bir kenara bırak ve gerçekle yüz yüze
gel. Görülecek ne varsa, onu gör. Çağrışım yapma.
11. Zihnimiz tamamen doludur ve çocukluğumuza sabitlenmiştir. Her şey bize
hazır sunulmuştur ve hazır sunulan bu bilgiden dolayı yaşamımız bir illüzyon
haline gelir. Asla gerçek bir insanla karşılaşmazsın, asla gerçek bir çiçek
görmezsin.
12. Çocuklar,
olaylara yaklaşırlar; gözleri daha tazedir. Nesneleri oldukları gibi görürler,
çünkü çağrışım yapmayı bilmezler.
13. Bu, psikologların en yakın zamandaki keşiflerinden biridir ki, çocuklar
okula başladıklarında, üniversiteden ayrıldıklarında sahip oldukları zekâdan
daha fazla zekâya sahiptirler. En son bulgular bunu kanıtlamaktadır.
14. Çocuklar,
birinci sınıfa başlarken daha fazla zekâya sahiptirler. Bilgileri arttıkça,
zekâları düşecektir. Ve üniversite mezunu, master ve doktora seviyesine
geldiklerinde bitmiş olacaklardır.
15. En eski Yoga
aforizmalarından biri şöyledir: Her an öl ki, her an yine doğabilesin.
Geçmişteki her anda öl, topladığın bütün tozları fırlatıp at ve canlanmış
görün. Ama bunu devamlı olarak yap, çünkü bir sonraki an toz yine toplanır.
16. Hiçbir şey yapmayıp, bir ağacın altında otursan bile kirlenirsin. Ve bu
kirlilik kötü veya yanlış bir şey yaptığın için değildir, sadece zamanın
geçmesinden kaynaklanmaktadır. Toz toplanır, sen de onu temizlemeye devam
edersin.
17. Sözcüklerle gözünün önüne getirilen ve arkasında hiçbir madde olmayan
görüntü vikalpa'dır, imgelemdir.
18. İmgelem, sadece sözcüklerle, sözlü yapılarla yaratılır. Bir şeyi göz
önüne getirebilirsin -orada değildir, gerçek değildir, ama zihin görüntüleriyle
onu gözünün önüne getirirsin. Ve onu öylesine geniş bir kapsamda gözünün önüne
getirebilirsin ki, kendin bile ona aldanırsın ve gerçek olduğunu düşünürsün.
Hipnotizmada olan budur.
19. Reklam
işindeki insanlar, imgelemler yaratmak için hangi kelimeleri kullanmaları
gerektiğini iyi bilirler. Bu sözcükleri kullanarak seni yakalarlar, pazarın
tamamını yakalarlar. Bunun gibi birçok sözcük vardır. Modayla birlikte onlar da
değişir.
20. Gerçeği arayan bir kişi, sözcüklerin etkisinin farkında olmalıdır.
Siyasetçiler, reklamcılar -hepsi sözcükler kullanırlar ve sözcüklerle öyle
imgelemler yaratırlar ki, hayatını bile tehlikeye atarsın; hayatını sadece
birkaç sözcük için bir kenara atabilirsin.
Bu sözcükler
hangileridir? -'Ulus, 'milli bayrak'- sadece sözcükler. 'Hinduizm'...
"Hinduizm tehlikede." diyebilirsin ve aniden birçok insan bir şeyler
yapmaya, hatta ölmeye hazır olabilir -sadece birkaç sözcük için!
21. Sözcükler tehlikelidir; içinde derin etki kaynaklarına sahiptirler.
İçinde bir şeyi tetiklerler ve sen de bunlara kapılıp gidersin.
22. Unutma ki, sözcükler bir başkası tarafından öğretilmektedir; sözcüklerle
doğmazsın. Sözcükler sana öğretildi ve bu sözcüklerle birlikte birçok önyargı
da öğretilmiş oldu. Din, mitoloji, her şey sözcükler aracılığıyla beslenir.
Sözcük medyumdur, kültür, toplum, bilgi aracıdır.
23. Delilik birçok anlama gelebilir. Birincisi, merkeze yoğunlaşmamışsındır.
Merkeze yoğunlaşmamışsan, çıldırmışsındır. Merkeze yoğunlaşmamak, içinde birçok
sesin olduğu anlamına gelir -sen birçok insansın, kalabalıksın.
24. . Birkaç
dakikalığına zihninden her ne geçiyorsa bir yere yaz ve dürüst ol. Zihninden
tam olarak ne geçiyorsa, onu yaz; bunun çılgınca olduğunu hissedeceksin.
25. Zen Ustaları der ki: Git ve orijinal yüzünü bul -doğmadan önceki yüzünü,
öldükten sonraki yüzünü. Doğum ve ölüm arasında hep sahte yüzlerin vardır.
Sürekli olarak aldatırsın -sadece başkalarını değil; bir aynanın önünde
durduğunda kendini de aldatırsın. Aynada asla gerçek yüzünü görmezsin. Asla
kendi kendinle yüzleşmeye yüzün olmaz. Aynadaki yüz de sahtedir. Onu sen
yaratırsın, sen tadını çıkartırsın; boyanmış bir maskedir.
26. Sadece başkalarını değil, kendimizi de aldatırız. Aslında kendimizi
aldatmamışsak, başkalarını da aldatamayız. Bu yüzden kendi yalanlarımıza
inanmak zorundayız; ancak bu şekilde başkalarının bize inanmasını
sağlayabiliriz. Kendi yalanlarına inanmıyorsan, hiç kimse bunlara aldanmaz.
27. Yaşam bir sokaktır; ve sen daima ortasındasındır. Nereden geldiğini
bilmezsin, nereye gittiğini bilmezsin. Kaynak hakkında hiçbir bilgin, hedef
hakkında hiçbir bilgin yoktur, ama sonunda hiçbir yere ulaşmak için her türlü
çabayı göstererek acele edersin.
28. Ne zaman acı çekersen, başka bir yerden geldiğini düşünürsün; bir tesadüf
olduğunu veya sana karşı çalışan kötü güçler olduğunu düşünürsün.
29. Böylece şeytanı yarattın. Şeytan sadece bir şamar oğlanıdır -asıl şeytan
sensin. Acını kendin yaratıyorsun. Ama ne zaman acı yaratıyorsan, suçu şeytanın
üzerine atıyorsun, sanki şeytan bir şey yapıyormuş gibi. Böylece rahatlıyorsun.
Asla kendi budalaca yaşam kalıbının, aptal yaşam kalıbının farkına varmıyorsun.
Ya da buna
alın yazısı diyorsun veya Tanrı beni deniyor diyorsun. Ancak sana olan her
neyse tek nedeni bizzat sen olduğun gerçeğinden kaçınmaya devam ediyorsun.
Hiçbir şey tesadüf değildir. Her şeyin nedensel bir bağlantısı vardır ve neden
de sensin.
30. Ama sahip olmak öldürmektir. Sevgiline sahip olduğun anda, onu öldürdün
demektir. O zaman acı çekiyorsun. Gözyaşı döküyor ve ağlıyorsun ve sevdiğin
kişinin hatalı olduğunu, alınyazının yanlış olduğunu düşünüyorsun. Kader benim
tarafımı tutmuyor diyorsun. Ancak aşkı sahip olma duygusu, sahip olma hırsıyla
zehirlediğini bilmiyorsun.
Yorumlar
Yorum Gönder