GİTMELİ MİYİM KALMALI MIYIM / HAKAN MENGÜÇ
1. Hatalar ve kusurlar doğanın sürekliliğine hizmet
eder. İnsan da doğanın bir parçası olarak hata yapar... Hatalarıyla
mükemmeldir...
2. Kusur, insanın imzasıdır, bir yerde özgünlüğüdür.
Hatalar, insanın kendi kendini geliştirebildiği kıymetli tecrübeleridir.
3. Mükemmeliyetçiliğin temelinde saygı görme,
onaylanma, başarılı olma, değer kazanma, kabul ve sevgi görme isteği vardır.
4. Mükemmeliyetçi insanların başaramama, değer
görmeme, sevilmeme, saygı görmeme, onaylanmama, reddedilme ve eleştirilme
korkusu yüksektir. Bu yüzden sınırları zorlayan bir kurallar silsilesi içinde
kaybolup gitme ihtimalleri yüksektir.
5. Mükemmeliyetçilerin en belirgin özelliklerinden
biri sürekli başkalarını düzeltmek ve tekrarlayarak bir kuralı ona kabul
ettirmektir.
6. Mükemmeliyetçiliğin üstesinden gelmenin en
kuvvetli yolu bilinçtir. Olanın farkına varmaktır. “Kimsenin mükemmel
olmadığını ve olmayacağını kabul ederek” işe başlamak yerinde olabilir.
7. Mesela narsisler kendilerini kurallara uymak
zorunda hissetmezler.
8. Bir narsis, başkalarının haklarını ihlal ettiği
düşüncesine kapılmaz zaten. Çünkü her şey onun hakkıdır.
9. Elbette bir narsisten söz ederken empati
yoksunluğundan da söz edilir.
10. Narsislerin bir diğer belirgin özelliği de
bencillikleridir kuşkusuz.
11. Sürekli kendinden söz etmek ve karşı tarafın
konuşmasını sıklıkla bölmek de bir narsistik özellik olarak çıkar karşımıza.
12. Bir narsis eleştirilemez. Bu onun için yıkımdır
ancak narsisler zeki manipülatörler de oldukları için karşı tarafı haksız
çıkarmayı mutlaka başarırlar.
13. Sınır ihlal etmek konusunda narsislerin üstüne
yoktur. Başkalarının özel alanını fütursuzca ihlal edebilirler. Bunda bir beis
görmezler. Hassasiyet göstermezler. Kurbanlarını suçlamaktan geri durmazlar ve
en ufak bir üzüntü, pişmanlık ya da utanç hissetmezler.
14. Dijitalleşmenin bir sonucu olarak insanlar arası
mesafelerin açılması, kişinin giderek kendine yabancılaşmasına,
yalnızlaşmasına, değersiz ve çaresiz hissetmesine yol açıyor.
15. Sevilme isteği, dışarıdan arzu ediliyor gibi
olsa da kişinin kendiyle ilgili, kendinden alabileceği bir güçtür. Kişi önce
kendini sevebilmelidir, kabul edip onaylayabilmelidir. Böylece başkalarının
onayına, hakkındaki düşüncelerine, topladığı ya da toplayamadığı beğenilere saplanıp
kalmaz.
16. Kimse sevilmek için bir şey vermek ya da bir şey
yapmak zorunda değildir.
17. Değersizlik hissi, öfkeyle beslenen bir
narsisizmin doğmasına fırsat veriyor. Başkalarının onayına, beğenisine ve ne
düşündüğüne verilen önem artıyor böylece...
18. Narsisle karşı karşıya kalan kişi için iki
seçenek vardır artık... Ya arkasına bakmadan kaçıp gitmek ya da narsisle nasıl
başa çıkacağını öğrenmek!
19. Eleştiriler, yargılar, övgüler, yalanlar,
hakaretler, iltifatlar çoğunlukla hep kişinin kendiyle ilgilidir, karşı tarafla
değil.
20. Narsisizm
kendine yabancılaşmayla çok ilgili... Onaylanma isteğinin, değersizlik
hissinin, kaybetme korkusunun, özgüvensizliğin temelinde bireyin kendinin kim
olduğunu bilmemesinin etkisi büyük...
21. Kendine yabancılaşan birini, doğal olarak dış
faktörler tarif etmeye başlar. Onaylanmaya ihtiyaç duyar, başkalarının
gözündeki imajının peşinde koşar, kimde ne etki yarattığının üzerinde durur,
beğenilmek, onaylanmak, kabul edilmek, pohpohlanmak ister... Çünkü ancak bu
şekilde, değerli biri olduğuna kendini ikna edebilir. Bunlar olmadığında
kendine karşı bile kendinin değerli olduğunu kanıtlayamaz.
22. İlişkide sevilmeye layık olmak için fedakârlıkta
bulunmaya başlayan, emek veren, çaba gösteren kişi zamanla doğal olarak kim
olduğunu unutur.
23. Kendine güvenini yitiren insan terk edilmekten
daha da korkar, böylece daha da köleleşir ve terk edilmemek uğruna elinde olanı
olmayanı maddi manevi karşısındaki insana akıtmaya başlar. Sevilmek uğruna
köleleşmektir bu.
24. Başkalarını sürekli aşağılayanlar, incitenler
aslında çoğu zaman kendi içlerindeki yetersizlik ve değersizlik hissini kamufle
etmeye çalışanlardır.
25. Bir narsis herkesin elde edebileceğiyle
uğraşmaz. Tercih ettiği kadınlar genellikle asi, hırçın ve kriterleri yüksek
kadınlar... Her erkeğin kolayca cesaret edemeyeceği kadınlar...
26. Herkes neyle mutluysa onu seçer...
27. Kıskançlıkta, bir ilişkinin bir rakip yüzünden
kaybedileceğiyle ilgili korku duymak, endişelenmek vardır. Üstelik söz konusu
rakibin gerçek bile olması gerekmiyor. Çünkü bazen hayali bir rakip bile
kıskançlığın ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
28. Hasette hep karşımızdaki kişiyle yaşarız sorunu.
Çünkü onun sahip olduğu özelliklere ulaşamayacağımızı düşünürüz çoğunlukla.
Üstelik hasette onun bütün bu üstün özellikleri çok da hak etmediğine ya da
şanslı olduğu için sahip olduğu özelliklere kolayca ve hatta haksız yere sahip
olduğuna inanırız ki bu hasedin şiddetini de dozunu da artırır.
29. Mesela çabalarıyla mesleğinde başarılı bir
noktaya gelmiş, usta olmuş, saygı gören birine imrenirsiniz, onun yerinde olmak
istersiniz. Burada imrenme söz konusudur. Fakat o kişinin çabalarıyla değil de
ailesinin ya da nüfuzunun gücü sayesinde başarıya ve saygıya ulaştığını
düşündüğünüzde ona haset edersiniz.
30. Unutmayın ki özgüven eksikliği ne kadar büyükse,
kıskançlığın ve hasetliğin sınırları da o denli genişler.
31. Limana sığınma ihtiyacı aslında psikolojide
karşımıza çıkan anlam arayışıdır. İnsanın hayatı anlamlandırma ya da hayatın
içinde bir anlam yakalama arzusu, güvenli bir limana sığınmış olma duygusu
kazandırır.
32. Anlam arama arzusu yadsıyamayacağımız itki...
Dolayısıyla öz değer ve özgüven yitirildikçe, anlam arayışı daha da artar.
Boşluk büyüdükçe, o boşluğu doldurmaya yönelik arayışlar da çoğalır.
33. Değerler dengelerini bozarak değer kazanamazsın,
değersizlik yaratırsın sadece...
34. İnsan sahiden de en çok nereden güç aldığına
inanıyorsa ve orayı zorlayıp duruyorsa önce o dal kırılıyordu elinde.
35. Kadın ya da erkek meselesi değildir sevgi.
Kendiyle barışık, kendinden memnun insan, kendini sevebildiği için sevilmeyi
hak ediyordur.
36. Asla ama asla olmadığın biri gibi davranma.
Gözyaşından, güçsüzlüklerinden, zaaflarından, korkularından, alınganlığından,
kıskançlığından, öfkenden utanma...
37. Kişinin kendini maniple etmeyi bıraktığı samimi
itirafların içinde sorunların çözümleri de yan yana durur.
38. Başka hissettiği halde kendini başka
hissettiğine inandırmak, acı çekmemek için kişinin kendine karşı kullandığı bir
koruma kalkanı. Kendini kendinden korumaya kalkmak yerine, kendine içten bir
yüzleşmeyle yaklaşmak her zaman çok daha olumlu sonuçlar doğurur.
39. Bir narsisin karşısındakinin dengelerini
bütünüyle bozabilecek niteliklerinden biri de dengesizliğidir kuşkusuz...
40. Sevgilinin aşağılayıcı lafları, küçümseyici
konuşmaları, sözüne sadık olmaması, sözlerini tutmaması, yalana yatkınlığı,
saygısızlığı... Bunların hiçbiri görmezden gelinecek meseleler değil.
Yorumlar
Yorum Gönder