Beden Dili Hakkında Her Şey / Shelly Hagen / Kitap Alıntıları

 




1. Beden dilini okumak, karşınızdaki kişinin niyetini anlamak açısından bir anahtar ya da işarete ihtiyacınız olduğu neredeyse her durumda size yol gösterir.

2. Bazı uzmanlar, insan iletişiminin yalnızca üçte birinin sözlü olduğunu öne sürmektedir. Yani eğer beden dilini göz ardı ederseniz, size sunulan etkileşimin üçte ikisini kaybedebilirsiniz!



3. Öğrenilen beden dilinin bazı örnekleri şunlardır:

1. Potansiyel eşinize gözlerinizi kırpıştırmak (Sizi masum gösterir.

2. Avuç içi aşağıda olacak şekilde el sıkışmak (Sizi tehditkâr gösterir.)

3. Başı hafifçe yana eğmek (Sizi tehdit teşkil etmeyen biri gibi gösterir.)

4. Zamanlaması iyi yapılmış dokunuşlar (Sizi samimi gösterir.)

5. Sizi kızdıran birine ters ters bakmak (Sizi otoriter gösterir.)

6. Konuşma sırasında gözlerinizi irileştirmek (Sizi ilgili gösterir.)

 



4. Mikro ifadeler; yüz ifadelerinde, saniyenin çok küçük bir bölümünde gerçekleşen, tamamen bilinç dışı değişikliklerdir.

5. Beden dili kültürden kültüre değişiklik gösterir. Kuzey Amerika'da uygun olan bir şey (Örneğin yanınızdan geçip giden herkesle göz teması kurmak) dünyanın diğer yerlerinde tamamen kabul edilemez olabilir. (Japonya'ya giderseniz gözlerinizi kendinize saklayın!)

6. Yeni Çağ terapistleri, bazen bedenimizi iletişim platformları olarak kullanma şeklimiz de dâhil olmak üzere, yaptığımız şeyleri, yüzyıllar önce yaşanmış bir hayatın aktarması olarak açıklıyorlar.

Diyelim ki oturduğunuzda ayaklarınızı sallamak veya hafifçe vurmak gibi bir alışkanlığınız var. Bu, sinirli bir davranış işaretidir ve başkaları kolaylıkla fark edebilir. Oysa siz kendinizi sabırsız hissetmezsiniz, bu öylesine yaptığınız bir şeydir. Geçmiş yaşam teorisine inanan birine göre burada göründüğünden fazlası olabilir. Belki 1800'lerin başında bir çiftlik kazasında ayaklarınızı kaybettiniz ya da 20. yüzyılın başlarındaki gezici bir gösteride step dansçısıydınız. Belki de antik çağlarda koşarak kaçmak için sabırla bekleyen Mısırlı bir köleydiniz.



7. Başkalarının görüntüsünü asla yargılamadığınızı iddia etmek, asil olmakla birlikte yerine getirilmesi çok zor bir sözdür. Sadece başkalarını yargılama biçimlerinizin farkına varmak bile, ön yargılarınızın etkilerini azaltmak açısından iyi bir ilk adım olacaktır.

8. Görünüşüne dayanarak olumsuz bir karakter yakıştırdığınız birinin beden dilini doğru bir şekilde değerlendiremezsiniz.

9. Görünüşünüz konusunda kendinize güvenmiyorsanız, bunu beden dilinizle gösterirsiniz. Göz temasından kaçınırsınız, dik durmazsınız, başkalarına gülümsemezsiniz, başkalarına dokunmamaya özen gösterirsiniz. Kısacası, herhangi olumlu bir mesaj vermezsiniz. İnsanlar bu utangaçlığınızı ilgisizlik ya da züppelik olarak algılayabilir.




10. Sizi kazanmak için çok uğraşan biri:

1. Fazla gülümser.

2. Güçlü bir şekilde el sıkışır.

3. Dikkatinizi çekecek biçimde göz teması kurar. (Ne az ne çok)

4. Siz konuşurken gözlerini irileştirir ve mümkünse kaşlarını kaldırır.

5. Siz konuşurken başını sallar.








11. Doğru olsun ya da olmasın, insanlar birbirlerine açık kitap gibi bakma eğilimindedirler. Kitap, anlamadığınız bir dilde yazılmış görünüyorsa, tercüman olarak sıklıkla beden dili gündeme gelir.

12. Birçok çalışma, sözlü ve sözsüz mesajlar zıtlık gösterdiğinde, insanların sözsüz ipuçlarına güvenme eğiliminde olduklarını göstermiştir. Bu, pek çok karmaşık duruma yol açabilir.

13. Kendi kendine dokunmak rahatsız edici bir durumun (örneğin, birinin yüzüne karşı yalan söylüyorsanız) stresini hafifletmek için kullanılan rahatlatıcı bir harekettir. Elin, başın veya boynun arkasına gitmesi klasik bir kaygı ve kızgınlık işareti sayılır.


14. Bacaklar: Bacakların açısı çok önemlidir. Konuştuğunuz kişiye doğru çevirmek ilgiyi gösterebilirken, bacakların pozisyonu güç (geniş duruş) ya da korku (bacaklar çarpık bir şekilde dikilmek) gibi anlamlar da ifade edebilmektedir. Ayaklarını içe basan insanlar genç, naif ve dağınık görünür.




15. Birinin açık ve samimi olduğunu gösteren klasik beden dili ipuçlarına bir bakalım:

1. Geniş bir gülümseme

2. İyi göz teması

3. Dik bir duruş

4. Fiziksel dokunuşlar (Kucaklaşma, kola küçük temaslar gibi) 5. Sizinle konuşurken bedenini size doğru çevirmesi


Güvensiz (ve/veya son derece çekingen olan) insanlar genellikle bu özellikleri göstermezler. Kelimenin tam anlamıyla başkalarıyla her türlü temastan kaçınarak kendilerini tutarlar. Bu, insanları sevmemelerinden kaynaklanmaz; sadece onlarla başa çıkacak sosyal becerilere sahip değillerdir.




16. Kibirliliğin klasik belirtileri şunlardır:



1. Gerekenden daha fazla fiziksel alan kaplayan, “Yoldan çekilin, ben geliyorum." anlamını taşıyan kasıntı bir yürüyüş

2. Sırıtma. Gülümseme dudakların hafifçe sarkması ve gözlerin kısılmasıyken, bu ise "Kabul et, muhteşem olduğumu düşünüyorsun." gülümsemesidir.

3. Minimal göz teması. Ast olarak algılanan birine "Merhaba." demek zorunda kaldığında, kibirli olan taraf, karşıdaki kişi neredeyse yokmuş gibi davranacaktır. Kibirli insanın hayal dünyasının ilk adımı başkalarına bakmamakla başlar.

4. Başkalarından uzak durmak. Kibirli insanlar kendileriyle aynı seviyede olmayan insanlarla konuşmak zorunda kaldıklarında, üst bedenlerini onlara çevirme zahmetine girmezler. (Buna göz teması da dâhildir ve her iki jest de kabalık olarak kabul edilir.

 

17. Kendinizden daha yüksek ve iş yerindeki ilerlemeniz konusunda kontrolü olan biriyle uğraşırken, göz temasını sürdürürken soğukkanlı kalmak en iyisidir. Bu, söylenenler konusunda fazla sinirlenmeden dinlediğinizi gösterir.

18. Ellerinizi avuç içi yukarı bakacak şekilde kaldırmak, “Ben barıştan yanayım. Hadi arkadaş olalım." demenin başka bir yoludur. Aynı zamanda yardım istemek için de kullanılır. Bu nedenle din adamlarının bu hareketi kullandığını görebilirsiniz. Dilenciler de avuç içleri gökyüzüne bakacak şekilde dilenir. Bu, tehdit unsuru olmayan bir harekettir.

19. Avuçların yukarı bakması genellikle dua hareketinde görülür. Bu gibi durumlarda kişi bir şey istemektedir ve karşılık görmeye açıktır. Günlük konuşmalarda kullanıldığında bu jest, başkalarının fikirlerini kabul etmeye açıklık olarak yorumlanabilir.

20. Avuç içi hareketi, avuç içinin yukarı baktığı harekete benzer ancak daha fazla anlam içerir. Birisiyle konuşuyor ve pek çok avuç içi hareketi kullanıyorsanız, karşınızdaki kişi onu beğendiğinizi, onunla konuşmak istediğinizi, onu dünyanıza katmak istediğinizi bilecektir.







21. Avuç içi aşağıya bakan jestler bazen düşmanlık da sergileyebilen hükmedici hareketlerdir.

22. Avuç içlerinin aşağıya bakması davetkâr bir jest değildir. Siz aklınızdan geçenleri söylerken karşınızdaki kişinin mesafesini koruması gerektiğini anlatır. Kararınızı verdiğinizi, herhangi bir düşünceye açık olmadığınızı gösterir. Avuç içlerinin aşağı ya bakmasına genellikle avuç içlerinin dışa bakması (avuçların size doğru dönmesi) eşlik eder ve temelde aynı hikâyeyi anlatır: Geri çekil ve söylediklerimi kabul et çünkü fikrimi değiştirmeyeceğim.

23. Avuçlarınızı bir başkasına doğru tutmak ona konuşmaya son vermesini söyler çünkü dinlemiyorsunuz demektir.

24. Yumruk Pozisyonu

Bu, güç ve düşmanlığı gösterebilir ve hepsi bu kadar! Bir yumruk genelde her şeyin iyi olduğunun göstergesi sayılmaz. Her ne kadar (açık düşmanlığa karşı) güç göstergesi olarak kullanılmış olsa bile, başkalarına yenileceklerini ya da ezileceklerini bildirmeyi sağlar. Diktatörler bu harekete bayılır. Vahşi yumruk, bir hâkimin tokmağını andırır ve korku uyandırır.

25. Birisi yüzünüze parmağını salladığında, bunu kabul etmeme jesti olarak yorumlamalısınız ve eğer o parmak sizi dürterse bu bir düşmanlık ve gözdağı verme jestidir. (Parmakla işaret etmek diktatörler arasında en sevilen diğer hareketlerden biridir.

26. Açık parmaklı bir el genellikle açık fikirli bir tutumu işaret eder. Sıkıca kapalı parmaklar, kişinin gergin ve katı bir olduğunu gösterir. Ortayı bulmak en iyisidir; bu, kendi bilgilerinize güvendiğinizi ama aynı şekilde yeni fikirlere de açık olduğunuzu gösterir. Bu fikir, avuç içi yukarı/avuç içi aşağı pozisyonlarıyla kombine edilebilir.

27. Ellerini ovuşturan, parmaklarını çeken ya da eğen, tırnaklarını yumruklarına batıran ya da parmaklarını sık sık masaya vuran insanlar çoğu zaman kaygılıdır fakat bir eli hareketi üzerinden yargılamak için acele etmeyin.

28. Kişinin kaygısı ne kadar şiddetli olursa, el hareketleri de o kadar dikkat çekici ve sert olacaktır. Örneğin, iş görüşmesinde biraz gergin olan biri, çağırılmayı beklerken ellerini yumruk yapıp bırakmak kaydıyla içindeki baskıyı serbest bırakabilir.

29. Can sıkıntısını elleri ya da yumrukları sıkma gibi hareketlerde ender olarak görebilirsiniz; bunlar genellikle sinirlilik göstergesidir. Sıkıntı kendini genelde parmakları vurarak, yüzovuşturarak, (başın ele dayanması da dâhil) eklemleri çıtlatarak gösterir. (Elbette elin başı tutmasının sebebi masaya düşmesini engellemektir.)

30. Gevşek bir tokalaşma, zayıflık ya da zayıf irade işaretidir. Bu nedenle, iş dünyasına adım attığınızda gevşek tokalaşmayı aklınızdan çıkarmalısınız. Kavramanızın yeterli olup olmadığını nasıl anlarsınız? Önce elinizi tokalaşma için yeterince uzattığınızdan emin olun. Gevşek bir tokalaşma, genellikle bir kişinin diğerinin kendini gösterme çabasını sınırlandırması sırasında ortaya çıkar. Zayıf el sıkışan kişi, karşısındakinin sadece parmaklarına ya da hafifçe avucunun içine dokunmak için elinden geleni yapar.













31. Avuç içi yukarıya, dostça bir jesttir; avuç içi aşağı, yeni fikirlere açık olmayan kapalı bir konuşmacıyı gösterir.


Genel fikir tokalaşma için de geçerlidir, sadece küçük bir farkla: Size elini avucunun yüzü aşağıya bakacak şekilde uzatan biri, size ofisin patronu olduğunu söylemektedir. Bu, şirket başkanının alt gruplarla görüşürken kullanabileceği bir harekettir. Biri size elini bu şekilde uzattığında, aslında sizi avucunuz aşağıya bakacak bir pozisyonda el sıkışmaya zorlar; bu da itaatkâr bir harekettir. Onun gücünü kabullenmiş olursunuz.

32. Herkes el sıkışmasının fazla kısa tutulduğu ya da aşırı olduğu durumlarla karşılaşmıştır. Bu çoğu zaman kişinin elini ne kadar sallaması gerektiğini bilmemesinden kaynaklanır. Burada kontrolü elinize alın, karşı tarafın elini güçlü bir şekilde beş kez aşağı yukarı salladıktan sonra elinizi geri çekin.

33. Hafifçe omza vurmak ve dirseği kavramak neredeyse her zaman sadece bir iyi niyet göstergesidir. Bu, sarılma bölgesine girmeksizin birini gördüğünüze gerçekten sevindiğinizi ifade etmenin bir yoludur (Yine de bazen elin omza atılması, özellikle erkek aile üyeleri ya da arkadaşlar arasında sarılmanın başlangıcı sayılabilir.)

34. Eller, bir kişinin amaçlarını (ya da yalanını) vurgulamak açısından çok önemlidir. Profesyonel konuşmacılar çok sınırlı el hareketi kullanmak üzere eğitilir. Örneğin bir dahaki sefere bir politikacı gördüğünüzde ellerini izleyin. Siyasetçi ne kadar güçlü olursa, el hareketlerinin de o kadar kontrollü olduğunu göreceksiniz.


35. Politikacılar genellikle mümkün olduğunca açık ve dürüst oldukları izlenimini vermek istediklerinden, konuşurken genellikle kollarını ya da bacaklarını kavuşturmazlar. Her ne kadar bu duruşlar samimi ve rahat olsa da politikacının bilgiyi gizlemeye ve/veya kendini korumaya yönelik bir girişimi olarak yorumlanabilir.

36. Kambur durmak sizi sadece güvensiz göstermekle kalmaz, aynı zamanda sırt ve baş ağrısı gibi bir dizi rahatsızlığa da neden olabilir. Dik yürümeyi öğrenmek sizi daha kendinden emin göstermekle birlikte, fiziksel sağlığınız üzerinde de olumlu bir etki yaratabilir!

37. İşte duruş ve güvene ilişkin anlaşma: Kendinizi ne kadar uzun ve geniş gösterirseniz, o kadar çok insan geri çekilir ve (en azından kendi kendilerine) "Vay canına, bu kadın kendini koruyabilir ve etrafındakileri kollayabilir. Eminim harika bir ..... olacaktır!" der.

38. Bacaklarınız üst üste gelecek şekilde durmayın. Bacak bacak üstüne atmış bir şekilde ayakta duran birini kıskanabilirsiniz (Tabii tuvalete yetişmek için zıplamıyorsa) ancak özellikle de kadınlar, bazen bileklerine gelecek şekilde bacak bacak üstüne atabilir. Erkekler ise biriyle konuşurken bacak bacak üstüne atarak duvara yaslanabilir.

39. Eğer ufak tefek bir erkekseniz, sadece dik durarak kendinizi uzun boylu gösterebilir, kendinden emin bir havaya sahip olabilirsiniz.

40. Kendini şüpheli bir alanda yalnız bulan bir kadın ne yapmalı? Dik durun, omuzlarınızı geriye alın, başınızı dik tutun, hafifçe yukarı kaldırın, elleriniz kalçalarınızın yanında olsun ve biriyle karşı karşıya kalırsanız geniş bir duruş kullanın. Her şeyden önce bir kadın dışarıya öz güven yaymalı ancak güvenliği de en üst düzeyde tutmalıdır. Kendinden emin jestler, soyguncular ya da kötü niyetli kişiler için tam bir caydırıcı etken olmasa da kolay bir hedef olmadığınızı gösterecektir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar