BEDEN DİLİ HAKKINDA HER ŞEY / SHELLY HAGEN / KİTAP ALINTILARI -2-
1. Kollarınızı göğsünüzde kavuşturmanızla ilgili bir
dünya teori olduğunu söyleyebiliriz. Bazıları bunun tartışmakta olduğunuz
kişiye karşı kendinizi savunma, diğerleri kendinizi daha küçük (ve görünmez)
hâle getirme girişimi olduğunu söylüyor. Bazıları ise bu pozisyonun diğer
kişiyi iletişim dışı bıraktığını savunurken, başka bir grup da bunun sadece
rahat bir pozisyon olduğunu öne sürüyor.
2. Peki, o hâlde kolları kavuşturmakla ilgili öğrenmemiz gereken ders ne?
“Biraz korkuyorum.” ya da “Aslında seninle konuşmak istemiyorum." gibi
mesajlar gönderebileceğinizin farkında olun. Kendinizi cesur ya da ilgili
göstermeniz gereken bir durumla karşı karşıya kalırsanız, kollarınızı hemen
çözün!
3.Bir sohbet sırasında ilgisizliğinizi göstermek için tek yapmanız gereken,
vücudunuzu diğer insandan uzak tutmaktır. Ona doğru bakabilirsiniz, ses tonunuz
yeterince hoş olabilir ancak vücudunuzu ona doğru çevirmezseniz,
ilgilenmediğiniz konusunda ince ama açık bir sinyal gönderiyorsunuz demektir.
4. Bir konuşma yaparken diğer kişiyle göz seviyesinde olmak en iyisidir; aksi
hâlde fiziksel açıdan üst konumda olan kişi daha güçlü gibi görünebilir.
5. Aynı seviyede göz temasının korunması için çaba sarf etmek, özellikle göz
seviyenize ulaşamayan biriyle konuşurken önem kazanır. Bu, örneğin bir çocukla
ya da tekerlekli sandalyede olan biriyle konuşurken yaşanabilir. Pozisyonunuzu
buna göre ayarlamak, diğer kişinin konuşmada eşit şartlara sahipmiş gibi
hissetmesini sağlayacaktır.
6. Eski “Başını dik tut.” atasözünün arkasındaki fikir, eğer çeneniz yere doğru
bakarsa, hayata dair ümitsiz bir bakış açısına sahip olabileceğinize dayanır.
Aşağı eğik bir baş, mutlu küçük bir baş gibi görünmez, sahibi onu çevreleyen
dünya ile ilgilenmiyormuş izlenimi verir. Başınız yere bakıyorsa, vücudunuzun
geri kalanıyla ne yaparsanız yapın, emin biri gibi görünemezsiniz.
7. Başın aşağı doğru eğik olması ancak karşı cinsten biriyle iyi geçinmeye
çalıştığınızda size fayda sağlayacaktır.
8. Bir başkasını gerçekten dinliyormuş gibi görünmek isterseniz, tek yapmanız
gereken beden dili hareketleri hilelerinize başınızı yana eğmeyi eklemek
olacaktır. Bu jesti kullandığınızda, sanki kulak kesilerek, “Ağzından çıkan her
kelimeyi dinlemek için elimden gelen her şeyi yapıyorum." diyor gibi
görünürsünüz. Başınızı ister sağa ister sola doğru eğin, her iki şekilde de
eşit miktarda işe yarayacaktır ve unutmayın; yapmanız gereken sadece başınızı
hafifçe eğmek. Çok iyi bir dinleyici olduğunuzu kanıtlamak için kulağınızı
omzunuza değdirmeniz gerekmiyor.
9. Baş eğimi, karşı tarafın acısını yaşamadan bile hissedebildiğinizi
göstermenin bir yoludur.
10. Başınızı hafifçe yana eğmek, karşı cinse şirin kartını oynamanın bir başka
yoludur. Bu jest masum ve zararsız görünmenizi sağlamanın yanı sıra, iyi bir
dinleyici olduğunuzu da gösterebilir.
11. Ofiste ya da caddede yürürken, başınızın yere paralel olmasına dikkat edin. Gözleriniz ileriye bakmalı, çeneniniz düşmemeli ya da fazla yukarıda olmamalı. Şimdi omuzlarınızı genişletin ve siz yürürken insanların ayağa kalkıp sizi fark etmelerine hazır olun.
12. Başınızı belirli bir seviyede dik tutmak karşı tarafa, "Seni önemsiyorum ve şu an tamamen seninle ilgileniyorum." diyecektir.
13. Başı arkaya vermek, sizin de anladığınız üzere, “Biliyor musun, ben senden çok daha iyiyim." demenin başka bir yoludur ve dominant bir harekettir.
14. Saçınız sizin modayı yakından takip eden, geleneksel, alışılmadık, rahat ya da trendleri önemsemeyen biri olup olmadığınızı gösterir. Buna ek olarak masanızdayken ya da yürürkenki saç bakımınız pek çok mesaj gönderebilir.
15. Uzun saç gerçekten de vücut için bir süs niteliği taşır, “Bana bak!" demenin bir çeşit yoludur. Bu yüzden çoğu oyuncu ve modelin saçları omuzlarının altına kadar iner.
16. Käküller, "Ben genç ve eğlenceliyim!" mesajını gönderir.
17. Saçlarını düzgün ve muhafazakâr bir biçimde kullanan erkekler çoğunlukla yetkin, olgun insanlar olarak görülüyor. Öte yandan çılgın, uzun bukleler tercih eden erkekler ise "Ben biraz vahşiyim ve toplumun sınırlarını pek fazla önemsemiyorum." mesajını gönderiyorlar.
18. Saçları tekrar tekrar düzeltmek kendine dokunmanın bir biçimidir ve genellikle söz konusu kişinin endişeli olduğunun bir işaretidir.
19. Saçları parmağınızın etrafına sarmak, çocukluğun masumiyetini taklit eden ve genellikle flört etme aracı olarak kullanılan bir jesttir. Şirin küçük bir hanımefendi ile konuşuyorsanız ve kız saçlarını parmağına doluyorsa, size ilgi duyduğunu anlatmaya çalışıyor demektir.
Saçları bu şekilde dolamak aynı zamanda yatıştırıcı bir alışkanlık olabilir. Kişinin sıkıntı yaşarken ya da sakinleşmeye çalışırken sergileyeceği bu hareket aslında çocukluktan gelir. Küçük çocukların yatırıldıklarında ya da ağlarken saçlarını parmaklarına doladıklarını görebilirsiniz. Bir iş arkadaşınızı bilgisayarında çok sıkı bir araştırma yaptığı sırada saçlarıyla çılgınca oynarken görmeniz de olasıdır. Bu onun gerginliğini giderme yoludur.
20. Parmaklarınızı saçlarınızın arasından geçirmek, genellikle karşı cinsin ilgisini çekmek için yapılan bir harekettir. Tabii parmaklarınız saçlarınızı tutup iki yana çekmediği sürece! Bu jest çoğunlukla hayal kırıklığına uğradığınızı ve kendi saçlarınızı yolmak üzere olduğunuzu gösterir.
21. Aşırı heyecanlı biri de başını sık sık
sallayabilir. En iyi arkadaşınızın favori grubunun konserinde olduğunu düşünün.
Onlarla birlikte şarkı söylüyor ve aynı zamanda başını aşağı yukarı sallıyor.
Bir yandan havaya girerken, diğer yandan ne kadar keyifli olduğunu gösteriyor.
22. Öfkeli ağzın klasik işareti, birbirine âdeta yapışmış gibi bastırılmış
dudaklardır ve bu, teknik açıdan da dudakları birbirine bastırmak olarak
adlandırılır. Dudakların birbirine bastırılmasıyla ince bir çizgi oluşur. Bu,
aynı zamanda büyük bir hayal kırıklığının da işareti olabilir. Hayal kırıklığı
öfkeden bir önceki duygu olsa da tepkiler henüz bu noktaya varmamıştır.
23. Dudakları büzmek öfkeyi işaret edebilir ancak çoğunlukla belirli bir
seviyede şaşkınlık ya da uyuşmazlık ifade etmek için de kullanılır.
24. Dudak bükmek, yani alt dudağı hafifçe aşağı sarkıtmak mutsuzluk, öfke ya da
hayal kırıklığı anlamına gelebilir.
25. Yemek hazırlarken ya da beklerken dudakları yalamak yemeğinizin tadını
çıkartmak için sabırsızlıkla beklediğinizi gösterir.
26. Dil karmaşayı, belirsizliği, anlaşmazlığı; hatta bir kişiyi ya da verdiği
mesajı küçümsediğini gösterebilir.
27. Sıkı bir çene, gerginliğin bir işaretidir. Gerçekten öfkeli bir çenede,
kasların kasıldığını görebilirsiniz. Bu, bir kişinin duygularının daha kötüye
gittiğini anlamanın bir yoludur. Çene duyguları tek başına yansıtabilir ya da
çeneye, birbirine bastırılmış ya da büzülmüş dudaklar eşlik edebilir. Tüm bu
jestler öfke, gerginlik, üzüntü ya da kişinin yaşadığı olumsuz duygular her
neyse onları vurgulamak için kullanılır.
28. Çenenin boyutları ve şekli de beden dilinde önemli bir rol oynar. Kare bir
çene (George Clooney'ninki gibi) yüzü güçlü gösterir; alt dişlerin üst dişlere
göre daha önde olması yüzü zayıf gösterecektir; çıkıntıli bir çene (Bob
Thornton'un Sling Blade filmindeki gibi) bir insanın bir nevi akılsız
görünmesine neden olabilir. Bu özelliklerin her biri kişinin sözsüz
işaretlerinin geri kalanının nasıl algılandığını etkiler.
29. Ağzın açık kalması ve çenenin aşağıya düşmesi, şaşkınlık ya da korkuya
verilen tepkidir. Tabii ki bu sürprizler iyi ya da kötü olabilir.
30. Dudakları çiğnemek genellikle stres ve sıkıntıyı azaltmanın bir yoludur.
Çoğu insan kendilerini bir zarar vermek için ısırmaz ama aşırı üzüntü gibi
durumlarda kişi istemeden daha sert ısırabilir ve kanatabilir.
31. Kaşları kaldırmak aynı zamanda şaşkınlık
anlamına da gelebilir. Bu gibi durumlarda kaşların çatılması da sıklıkla
görülür. Eğer biri sizi belirli bir konuda sorgularken kaşlarını kaldırırsa,
açık bir ağız ve şişkin burun delikleri gibi tipik diğer beden dili
işaretlerini de görebilirsiniz. Hepsi bir arada değerlendirildiğinde, bu
jestler karşınızdaki kişinin sizin muhteşem bir yalancı olduğunuzu düşünmese de
söylediklerinizle ilgili ciddi endişeleri olduğunu gösterir.
32. İki kaşın birden kalkması, genellikle karşınızdaki kişinin sizi samimi biri
olarak görmek istediği anlamına gelir. Her iki kaşı da kaldırmak, "Sana
doğruyu söylüyorum." demenin bir başka yoludur.
33. Tek kaşın kalkması, "Sana inanmıyorum." cümlesinin sözsüz bir
ifadesidir. Bunun, söyledikleriniz yüzünden şaşkınlık yaşamanın ötesinde bir
durum olduğunu unutmayın. En iyi ihtimalle bu kişi sizin kasten yalancı
olduğunuzu düşünmektedir, en kötü ihtimalle ise sizin ne söylediğini bilmeyen
bir aptal olduğunu varsayar.
34. Belki de en kolay kaş işareti çatık kaşlardır. Genellikle öfke ifadesi
olarak algılanırlar ancak insanların üzüntü ve şaşkınlık gibi durumlarda da bu
jesti kullandığı görülebilir.
35. Kaşlarını çatan kişi, hayatının önemli ve büyük bir konusunu
değerlendiriyor olabilir. Aşağıya eğik olan kaşlar hayal kırıklığı ve
şaşkınlığın işaretidir.
Eğer tanıdığınız biri sürekli kaşlarını çatıyor ve sürekli olarak duvarlara
çarpıyorsa, büyük bir ihtimalle görme bozuklukları yaşıyor olabilir.
36. Ortalama bir insan dakikada yirmi kez gözlerini kırpar. Herhangi bir endişe
ya da heyecan durumu baş gösterdiğinde bu sayı hızla artacaktır. Kadınların
flörtlerine gözlerini kırpıştırmalarının duygusal nedeni bu olabilir ancak
patronunuzla konuşurken ya da yalan söylerken de yine aynı nedenden daha fazla
göz kırparsınız.
37. Biriyle konuşurken ona gözlerinizi kısarak baktığınızda dürüstlüklerinden
ve/veya yetkinliklerinden şüphe duyduğunuzu anlatmış olursunuz. Belki de görme
konusunda bir sorun yaşıyorsunuz; bu, gözleri kısmanın çok genel bir nedenidir
ancak başkaları bunu anlamayabilir. Tek görecekleri, yüzlerinde gerçeği ararken
gözlerinizi kıstığınız ve istediğiniz sonuçları alamadığınız olacaktır.
38. İnsanlar tehlikeli durumlara da gözlerini kısarak tepki verebilir.
39. Açık gözler kendinizi tamamen o ana verdiğinizin bir işaretidir. Konuşmaya
odaklanmışsınızdır, beyninizin içinde çarklar dönerken gerçekten de
karşınızdaki kişinin söylediklerine önem verirsiniz.
40. Yarı kapalı gözler sıkıntı ve/veya yorgunluk olarak yorumlanabilir.
Gözleriniz yarı kapalı bir şekilde ortalıkta dolaşmaya eğilimliyseniz,
insanların sizi biraz itici bulmasına ya da size darılmasına da alışık
olmalısınız.
Yorumlar
Yorum Gönder