Kadınlar Nasıl Kişileri Sever?

 





Kadın dünyaya analık duygusunu, sevmek ve sevilmek arzusunu taşıyarak gelir. Varlığını bütünlüğü ile verebilecek birini arar. Kendisini bütünlüğü ile isteyebilecek birini bulmak arzusunu duyar. Bir kadın hiçbir zaman beğenmediği, saymadığı, üstünlüğüne inanmadığı, hayranlık duymadığı bir erkeği kelimenin tam anlamıyla sevemez.

Kadın güzelliğin, üstünlüğün, kudretin hayranıdır. O kendine ait olan, kendine ait olmasını dilediği her şeyin güzel, üstün olmasını, dilediği her şeyin bütün insanların dikkatini çekmesini arzu eder. Bu duruma kadının bütün hayatında rastlanır.

Bu kadınlar üstünlüklerine, kudretlerine inandıkları, saygı ve hayranlık duydukları için bu erkeklere bağlanmışlardır. Bu saygı ve hayranlık devam ettikçe bu kadınların sevgilerinde bir değişiklik olmaz. Fakat sevdikleri erkeklerde bulduklarını sandıkları şeylerin yokluğunu görür görmez ka­dınlar onlardan yüz çevirirler. Onlardan nefret ederler.

Kadın en ziyade çevrelerinde iyi tanınan, sevilen, değer­lerine inanılan, başarılı, güçlü, iyi özelliklere sahip erkekle­re, oyunculara, sanatçılara, fikir adamlarına, idealist, iyilik yapmaktan zevk duyan kimselere gönlünü verir.

Ve kadın kendisini seven kimseye bütünlü­ğü ile bağlanır. Yalnız sevdiği kimse için yaşar ve yaşamak ister. Sevgilisinin her şeyi ile ilgilenir. Onu tam olarak ta­nımaya, anlamaya gayret eder. Bütün bunlara karşılık sev­gilisinin de kendisini bütünlüğü ile ele almasını, sevmesini diler. Sevgilisinin de bütünlüğü ile kendisine bağlanması­nı arzu eder. Ruhunun, düşüncelerinin, duygularının onun tarafından beğenilmesini, takdir edilmesini ister. Yalnız vücudu ile vücudunun şu veya bu özellikleri ile değerlenen yakınlıktan hoşlanmaz. Bu çeşit yakınlıklar karşısında üzü­lür, acı çeker.

Bu acının sebebi vücut özelliklerinin, güzel­liklerinin gelip geçici olduğunu bilmesidir. Günün birinde saçlarının ağaracağını, yüzünün kırışacağını düşünmesidir.

Bunun neticesi olarak sırf vücut güzelliğine dayanan sevgili­sinin yakınlığının zamanla azalacağını, yok olacağını aklına getirmesidir. Halbuki kadın, aşkın sonsuz olmasını, kendisi ve sevgilisi kadar yaşamasını ister.








Kadının sevgilisinden daima beklediği en önemli şeylerden biri de ilgidir. İlgidir; çünkü, kadın ancak bu sayede sevildiğine inanır. Bu ilginin sözcüklere dökül­mesini bekler. Kadın sevildiğini, özlendiğini duymak ister.

Sevgilisinin sevgisinden emin olmak ister. Sevdiği kimsenin ilgisizliği, kayıtsızlığı ile karşılaşan bir kadın çok üzülür. Terk edildiğine ve terk edilmek üzere olduğuna inanır. Terk edil­diğinde de kendisini dünyanın en zavallı en çaresiz insanı olarak görür.

Sevgisinden emin olmayan, uzun zaman sevebileceğine inanmayan bir erkek kendisini sevdirmekten kaçınmalıdır. Kaçınmalıdır; çünkü sevgileriyle baş başa bırakılan, sevdiklerine pişman edilen ve terk edilen kadınlar her zaman acılarını paylaşmaktan ve intikam almaktan geri kalmazlar.

Kadının duyduğu sevgide zenginlik arzusunun da payı vardır. Kadın bu bakımdan eline bir şey geçirmek, iyi bir şeye sahip olmak, varlığını tamamlamak için sever. Kadının sevgilisi tarafından terk edilmekten korkmasının, terk edil­diği zaman fazla ıstırap çekmesinin en önemli sebeplerinden biri budur. Kadının bu gibi durumlar karşısında varlığından bir şeylerin koptuğunu, eskidiğini, değerinde, zararına ola­rak bazı değişikliklerin olduğunu duymasıdır. Kendisini teh­likede bulmasıdır.

Kadının sevgilisi tarafından terk edildiği zaman büyük bir acı duymasının diğer önemli bir sebebi de onun terk edilmesiyle değeri arasında bir bağ bulunduğunu düşünme­sidir.




NOT: Hayat Cesurlara Torpil Geçer kitabından değiştirilmeden alınmıştır.


Yorumlar

Popüler Yayınlar