BEDEN DİLİ HAKKINDA HER ŞEY / SHELLY HAGEN / KİTAP ALINTILARI -3-
1. Uzun göz teması, karşıdaki kişinin söylediklerine yoğun bir ilgi gösterme anlamına gelir.
2. Göz seviyesinde iletişim kurmak eşit bir ilişki geliştirir. Konuşurken
birine tepeden bakmak sizi üstün bir pozisyona koyacaktır. Size yukarıdan bakan
biriyle konuşmaya çalışmak ise sizi ast pozisyonuna düşürür.
3. Yukarıya kısa bir bakış bile karşı tarafa sıkıntınızı ya da hayal
kırıklığınızı anlatacaktır. Bu tip bir bakışın uygun olacağı durumlar da var.
Örneğin, bir tartışma sırasında ya da duyduklarınız düşüncelerinizle tamamen
uyumsuz olduğunda karşı tarafın duygularınızı anlamasını istiyorsanız yukarı
bakın ama çoğu insanın bu jesti anında bir saldırı gibi göreceğini, tartışmanın
alevlenebileceğini ya da ansızın duraksayabileceğini de göz önünde bulundurun.
4. Gözlerin dönmesi ya da aşırı hareketi pek çok anlam taşıyabilir:
● Kişi gözleriyle gerçekten de ya karşılaşmak ya da uzak durmak için başka
birini arıyor.
● Kişi söylediklerinizle kesinlikle ilgilenmiyor.
● Söylediğiniz şey her neyse karşınızdaki kişiyi geriyor ve o da bahane bulmak
ya da kaçmak için fırsat kolluyor.
5. İnsanların burun deliklerinin büyüdüğünü sıklıkla görmenize karşın, bir
saniye durup özellikle beklenmedik ya da aksi bir durum ile karşılaştıklarında
tepki verirken burun deliklerinin neden büyüdüğünü kendinize asla
sormayabilirsiniz. Aslında burun deliklerinin büyümesi tepkisi, size, hayatta
kalmak için savaşan ve bir anda mağara kapılarında beliren yırtıcı hayvanlara
karşı sürekli tetikte kalmak zorunda olan ilkel atalarınızdan kalan bir
mirastır. Durumu değerlendirmek ve kendilerini savaşa hazırlamak için
atalarınızda savaşma ya da kaçma tepkisinin devreye girmesi gerekiyor.
6. İnsanlar sık sık mesajlar iletmek için burunlarına hafifçe vururlar. Burna
hafifçe vurmak, burnu bastırmaya benzer; bir şeyler düşündüğünüz anlamına gelir
fakat Londra'dayken burnunuza hafifçe vurduğunuzda, insanlar size kuşkulu
gözlerle bakarlarsa şaşırmayın. Bu hareket orada, "Bir sır
paylaşıyoruz." anlamına gelmektedir.
7. Burun ovuşturmak da kişinin rahatlamak için kendine dokunmasıdır. Dürüst
davranmayan bir kişinin sinirlerini yatıştırma çabasıdır. Bu örnekte,
muhtemelen görevliye, müşterilere daha iyi bir oda verme konusunda çekimser
davranması söylenmiş ama tabii bu, görevlinin müşteriye daha iyi bir oda
veremeyeceği anlamına da gelmiyor.
Burun ovuşturmanın başka bir amacı var mı? Tabii ki var. Daha önce okuduğunuz
gibi burun ovuşturmak, gerçekten bir burun kaşıntısının ya da bir rahatsızlığın
işareti olabilir ama karşınızdaki kişinin size dürüst davranmadığının işareti
de olabilir.
8. İnsanlar bazı konulardaki hoşnutsuzluklarını ve farklı düşüncelere sahip
olduklarını göstermek için burunlarını kırıştırabilirler. Bir kadına
hoşlanmadığı bir erkek çıkma teklif ettiğinde, burnunu kırıştırdığını
görebilirsiniz. Çocuklar birbirleriyle tartışırlarken de burunlarını
kırıştırırlar.
9. Konuşkan ve baskın karakterli birinin büyük bir güçle hapşırdığını
görebilirsiniz. Öyle bir hapşırır ki etrafındaki herkesin yüreğini ağzına
getirir. (Ayrıca, hapşırdığı esnada karşısında duranlardan kaçınmak için başını
başka tarafa çevirme olasılığı, diğer kişilere oranla daha azdır.) Günlük
yaşamında daha tutucu, ilişkilerini karşılıklı saygı çerçevesinde kuran bir
kişi hapşıracağı zaman ise uygun bir şekilde başını çevirerek etrafındakileri
hedefi almadan hapşırır ve elinden geldiğince de az ses çıkarır. Çok nazik
kadınlar, genelde hapşırırken çok kısık bir ses çıkarırlar ve (cinsiyet fark
etmeksizin) büyük başarı sahibi kişiler, kısa ve sesli hapşırırlar.
10.Eğer panik ataklara yatkın birini izlerseniz, sürecin gelişimine yakından
şahitlik edebilirsiniz. Ufak bir gerginlik olarak başlayan bir şey, (ellerin
terlemesi gibi) bir korku nöbetine (ileri geri sallanmak, bir kişinin kendine
sarılması gibi) dönüşebilir. Daha sonra bu korku nöbeti, yerini bir nebze olsun
rahatlama hâline (ellerin sıkıca birbirine kenetlenmesi) bırakabilir.
11. Endişeli bir kişi genelde elleriyle kendine dokunur. Yüz ovuşturmak,
yumrukları sıkmak, kendine sarılmak, parmak çıtlatmak gibi hareketleri kendine
dokunma kategorisi içine alabiliriz.
12. Peki endişeli insanlar neden vücutlarının belirli bölümlerine masaj yapma
ihtiyacı hissederler? Dokunma oldukça güçlü bir duygudur, hatta o kadar
güçlüdür ki araştırmalar masaj yapılan prematüre bebeklerin, yapılmayanlara
oranla daha hızlı iyileştiklerini göstermektedir. Ebeveynler, ağlayan bebeklerini
ve çocuklarını sakinleştirmek için onlara dokunurlar. Dokunmanın yetişkinler
üzerinde de bazı etkileri vardır. Erkek ya da kız arkadaşınızın size basit bir
şekilde dokunması sizin bungee jumping yaparken bile salgılayamayacağınız kadar
adrenalin salgılatabilir. Ayrıca belirli bir rutinde uygulanan masajların
insanların uyku düzenlerine iyi geldiği ve bağışıklık sistemlerini
güçlendirdiği görülmüştür. Bu durum medikal araştırmalarla da belgelenmiştir.
Hatta günümüzde pek çok hastane, bünyesinde masaj terapistleri
bulundurmaktadır.
13. Yani insanlar hayata adım attıkları ilk anda dokunmanın gücüyle, onun
rahatlatıcı etkisiyle tanışırlar. Bu yüzden insanların endişelendikleri anlarda
sakinleşmek için kendilerini dokunmaları çok normal bir durumdur.
14. Sinirleri yatıştırmak için pek çok farklı kendine dokunma şekli bulunur.
Elleri saçların arasında gezdirmek, kulak memelerini çekmek ya da boynun
arkasına dokunmak bir sıkıntı yaşadığınızın ve kendinizi bir şekilde
yatıştırmaya çalıştığınızın göstergesidir.
15. Bedende sinirlerin daha yoğun bulunduğu yerlere (dudak etrafındaki bölgeler
gibi) dokunmak, diğer bölgelere göre daha rahatlatıcı olabilir. Öte yandan bu
tamamen kişiye ve yaşadığı endişenin kaynağına göre değişiklik gösterebilir.
16. Kendine dokunmak aynı zamanda yalan, bir konuda kararsızlık ya da bir
miktar düşmanlık anlamına da gelebilir. Bu tip duyguların kaynağı kaygıdır
ancak aralarındaki fark, kaygının başlı başına bir zihinsel hastalık olarak
sınıflandırılmasıdır. Yani kişi, herhangi bir dış neden olmaksızın kendi
kendine kaygı yaşayabilir. Diğer bir deyişle, kişi, gizli bir hayat yaşadığı ve
yalan söylediği için endişe sinyalleri gösterirken, başka bir kişi aynı endişe
sinyallerini ortada hiçbir neden yokken de sergileyebilir.
17. Kendine dokunma eyleminin bir formuna, dermatillomania denilmektedir.
Dermatillomania'nın bir diğer adı da deri yolma hastalığıdır. Bu hem erkekleri
hem de kadınları etkileyen obsesif-kompulsif bir bozukluktur. Hastalar
derilerini kanatana kadar yolar. Tabii ki pek çok insan kendine bu şekilde
dokunarak mutluluk yaşayamaz ama hastaların yaşadığı rahatlama ne yazık ki
gerçektir.
18. Burna dokunmak, alnı ovuşturmak gibi hareketler aldatma işaretleri olarak
sayılır. Saç çekmek ise yüksek oranda sıkıntıyı gösterir.
19. Bir kişinin eliyle başının arkasına dokunması endişe göstergesidir, hatta
bu aynı zamanda o kişinin yalan söylediğinin işareti de olabilir. Öte yandan,
iki elini de başının arkasına koymuş biri basitçe rahatlamak için bu hareketi
yapmış olabilir.
20. Omurganızı bükerek birinden uzaklaşmak, bedeninizi karşınızdaki kişiden
başka tarafa çevirmekle temelde aynı harekettir; ikisi de aynı mesajı taşır:
"Benden uzak dur!" Karşınızdaki kişi nazik olmaya devam etse de
omurgası size gereken her şeyi anlatmaktadır: “Seninle ilgilenmiyorum ve
fikrimi değiştireceğimi de hiç sanmıyorum!”
21. Ayak sallamanın iki nedeni olabilir: Ayaklarını fiziksel anlamda rahatlamak
için (Böylece kendilerini iyi hissediyor olabilirler.) ya da yaşadıkları bir
sıkıntıyı ayaklarını sallayarak dışa vurmak için veya her ikisi de olabilir.
22. Mutluluklarını elleriyle gösteren insanlar en ufak bir iyi haberde bile
ellerini birbirine vururlar ve daha az girişken, daha çekimserlere oranla bu
insanlar, kendilerini elleriyle daha fazla ifade ederler. Neşeli insanlar
genelde mutluluklarını arkadaşlarıyla ufak, sıcak temaslar aracılığıyla
paylaşır. Onları da samimiyet çemberinin içine almaya çalışırlar.
23. Stresi kontrol etmenin ve onun fiziksel etkilerini (telaşla kıpırdanmak, yürümek, elleri ovuşturmak gibi) en aza indirmenin bazı yolları var. Önemli olan, endişenin ortaya çıkardığı bu enerjiyi alıp onu kendinize yararlı bir şekilde kullanmaktır. Örneğin egzersiz yapmanın, sinir küpü kadınlara ve erkeklere pek çok yararı vardır.
24. Uzmanlar, negatif duygularınızı hayatınızın nasıl olabileceğine dair
pozitif vizyonlara çevirebilmeniz noktasında yoganın, meditasyonun ve dövüş
sanatlarının da işe yarayabileceğini söylüyorlar.
25. Evde ve işte kendinizi ne kadar meşgul eder, odağınızın bir bölümünü başka
bir aktiviteye ayırırsanız, içinizde biriken kaygı kaynaklı enerjiyi o kadar
çok bölme ve o enerjinin neden olduğunu kaygıyı dindirme fırsatı bulursunuz.
26. Ağlamak, gülmek, kaş çatmak, utanmak ve gülümsemek gibi bazı sözsüz
işaretler doğuştan gelir ve dünyanın büyük bir bölümünde de aynı duyguları
ifade ederler. İnsanların bu işaretlere karşı verdiği tepkiler de doğuştandır.
27. Yüz ifadeleri bir çocuğun sosyal gelişiminde büyük etkilere sahiptir.
Araştırmalara göre annelerini mutsuz gören bebekler, (mutlu bir anneye göre
kendi annelerinin daha az gülümsediğini ve daha mutsuz bir ifade takındığını
görenler) depresyonun klasik işaretlerini sergiliyorlar. (donuk bir ifade,
çatık kaşlar, gergin bir ağız, göz teması eksikliği) Daha mutlu bir bakıcı
gelip çocuğu neşelendirmeye çalışsa bile durumda pek değişiklik olmayabiliyor.
Araştırmacıların teorisine göre depresyondan muzdarip olan annelerin çocukları,
annelerinin onlarla olan etkileşiminden dolayı sosyal gelişimlerinde ciddi
sorunlar yaşıyor. Bu bebekler, depresyon yaşamayan annelerin bebeklerine oranla
daha olumsuz ve daha az sevgi dolu sözsüz işarete maruz kalıyor.
28. Yetişkinler birine ya da bir şeye olan hoşnutsuzluklarını nasıl
gösterirler? Pek çoğu bunu sözleriyle dile getirir ve sözlerine bazı belirgin
jestleri de ekler. Büzülmüş dudaklar, yetersiz göz teması, elin bele konması
gibi... Ayrıca ya dominant bir duruş sergiler ya da hoşnut olmadıkları kişiden
veya durumdan bedenlerini uzak tutarlar.
29. Küçük boyutlardaki bir kişi bile duruşunda yapacağı birkaç küçük değişikle
kendini büyük ve yüksek öz güvene sahip biri gibi gösterebilir.
● Bacaklarınızı omuz genişliğinde açın.
● Omurganızı dik tutun, çeneniz yere paralel olsun. Omuzlarınız ileri atılmaya
hazır görünmelidir.
● Çenenizi kapalı tutun; bu sizin kafatasınızın daha büyük ve yüzünüzün daha
sert görünmesini sağlar.
● Kollarınız ya yanlarda ya da kalçanızın üstünde olmalıdır.
30. Aşırı göz kırpma yalan söylemenin bir belirtisidir. Bir çocuk size
hikâyenin kendine ait versiyonunu anlatırken gözlerinizin içine bakamıyorsa ya
yakalanmaktan korkuyor ya da yaptığından utanıyor veya her iki duyguyu da aynı
anda yaşıyordur. Sizin gözlerinize bakıp (kendi gözlerini olabildiğince
açıyorsa) size şöyle söylemeye çalışıyordur: "Senin gözlerinin içine
bakıyorum, böylece senden bir şey saklamadığımı görebilirsin."
31. Çocuklar yalan söylerken genelde ellerini saklar.
32. Bir çocuk, yalanının ortaya çıkacağını anladığı zaman aşırı tepkiler
verebilir. Eğer zararsız görünen bir soruyla karşı karşıya kaldığında normalden
fazla el hareketleri ve kol jestleri yapıyor, zıplıyor, ayağını yere vuruyor ve
sağa sola doğru sallanıyorsa, tüm dikkatinizi onun üzerinde yoğunlaştırmanız
akıllıca olacaktır, küçük kafasının içinde tilkiler dolaşıyor olabilir. Titiz
bir sorgunun ardından ondan tam bir itiraf alma olasılığınız yüksektir.
33. Yalan söyleyen bir genç, sık sık yalan söylediği konu hakkında, doğru
söylediğini kanıtlamak istercesine aşırı detay verir. Bazı çocuklar da yanlış
bir şeyler söyleyip işleri karıştırmak istemedikleri için detay vermekten
kaçınırlar.
34. Uygunsuz sözsüz jestler kullanan ve düşmanca tavırlar sergileyen bir çocuk,
kendisini söz, sanat ve spor gibi farklı şekillerde de ifade edebilir. Bu
noktada sorumluluğu çocuğunuzun almasını bekleyemezsiniz; onu kötü
davranışlardan uzaklaştırmak ve bir ilgi alanı bulmak için gerekli rehberliği
ve desteği vermek sizin görevinizdir. Çocuğunuz o enerjiyi ya da kaygıyı hoşuna
giden bir aktiviteye yönlendirmeye başladığında, sözsüz davranışlarını yeniden
değerlendirir.
35. Kurumsal dünyadaki ilk işiniz için rekabet ediyorsanız, işi elde etmek
adına en iyi seçeneğiniz uyumluluk olacaktır. Endişelenmeyin; şirkete girdikten
sonra kendinizi göstermek için yeterince zamanınız olacak ama öncelikle bir
takım oyuncusu olabileceğinizi göstermeniz gerek ve her takım üyesi beden
diliyle benzer özellikler sergiler.
36. İyi bir duruş karşı tarafa hızlı ve kesinlikle yanlış yorumlanmayacak doğru
bir tavır ifade eder. Kamburlar genellikle kendine daha az güvenli, endişeli,
daha az sosyal insanlar olarak yorumlanırlar. Bir ofis ortamında iyi bir duruş
sizi daha becerikli gösterecekken, zayıf bir duruş ise bıkkınlık algısı yaratacaktır.
37. Dik duran insanlar kendiyle barışık görünür. Mücadeleye hazırdırlar ve
yollarına çıkabilecek tüm sorunlarla başa çıkabilirler. Bir iş görüşmesi
sırasında dik durduğunuzda karşı tarafa öz güven imajı verirsiniz ve bu
potansiyel işvereninizin görmek isteyeceği bir özelliktir.
38. Bir görüşmecinin karşısında otururken omuzlarınızı dik tutun ve bedeninizi
ona doğru çevirin. Bu, bedeninizi onunla yüzleştirmek istediğinizin basit bir
anlatımıdır. Zor bir görev sayılmaz; hatta başınız görüşmeciye dönükken alt
gövdenizin başka yöne çevrili olduğu bir oturma pozisyonundan da
kaçınmalısınız, bu sizi ilgisiz ya da çekingen gösterebilecek bir pozisyondur.
Bedeninizi kişiden başka bir yöne çevirmek, araya mesafe koymak amaçlıdır,
hiçbir kaçışınızın olmadığı durumlarda görülebilir. (Bir iş görüşmesi gibi.)
Sandalyenizi odanın diğer ucuna çekerek söz konusu kişi ile aranıza fiziksel
bir mesafe koymanız mümkün olmayacağından, bedeninizi ondan başka yöne
çevirmeyi tercih edersiniz.
Üst bedeniniz karşınızdaki kişiye dönükken alt bedeninizi ondan uzak tutmanız,
iş görüşmesinin soru cevap kısmının ortasında oldukça tuhaf görünecektir.
39. Görüşmecinizi izleyin ve çok bariz olmamak kaydıyla hareketlerini taklit
edin. Örneğin, size bir soru sorup sonra arkasına yaslanırsa, siz de aynısını
yapın ve biraz arkanıza yaslanın. Öne doğru eğildiğinde siz de küçük bir açıyla
öne doğru gelin. Bu, aranızda bir tür simetri yaratacaktır. Doğru şekilde
yapıldığında karşı taraf sizi beğenecek ama bunun nedenini anlamayacaktır.
Aşırı belirgin bir biçimde yapılırsa hemen fark edilebilir; yani dikkatli olun!
40. İyi bir tokalaşma kemik kırma sınırına ulaşmaksızın güçlü olmayı
gerektirir, kısa ve öz olmalıdır, göz kararı üç ile beş sallama (aşağı iniş ve
yukarı çıkış) yeterlidir. Son olarak; bir işverene elinizi her zaman ama her
zaman dikey bir pozisyonda uzatmalısınız.
Yorumlar
Yorum Gönder