Dört Anlaşma: Toltek Bilgelik Kitabı / Don Jose Ruiz / KİTAP ALINTILARI




 1.   Rüya kendimizi olduğumuz gibi görmeyi engelleyen bir duman gibidir.

2. Rüya, zihnin ana fonksiyonudur. Zihin günde yirmi dört saat rüya görür. Beyin uyanıkken de uyurken de rüya görür. Aradaki fark: Beyin uyanık iken, her şeyi lineer (sıra sıra) olarak algıladığımız somut bir çerçeve vardır. Uykuya daldığımızda bu çerçeve olmadığı için rüyaların sürekli olarak değişme eğilimi vardır.

3. Gezegensel rüya, milyarlarca bireysel rüyanın oluşturduğu kolektif rüyadır. Bu küçük bireysel rüyalar bir araya geldiğinde aile rüyası, toplum rüyası, şehir rüyası, ülke rüyası ve sonunda insanlık rüyasını yaratıyor.

4. Biz, nasıl rüya göreceğimizi öğrenme kapasitesiyle dünyaya geldik. Bizden önce doğan, daha önce yaşamış insanlar bize nasıl toplumsal rüyaya uygun rüya görmemiz gerektiğini öğretiyor.

5. Toplumsal rüya, nasıl rüya görmemiz gerektiğini öğrenmemiz için Anne, Baba, okul ve dinleri kullanıyor.

6. Dikkat, algılamak istediğimiz şeyi ayırt edebilmek için gereken odaklanma yeteneğidir.

7. Yasa kitabına aykırı olan her şey, solar pleksus bölgenizde (karın bölgesi) rahatsız edici hisler yaratır. Buna korku denilir.

8. Gerçek adalet, her hatanın bedelini bir kez ödetir. Gerçek adaletsizlik, her hatanın bedelini tekrar tekrar ödetir.

9. Bir hatanın bedelini kaç kez öderiz? Yanıt binlerce kezdir. İnsan, dünyada aynı hatanın bedelini binlerce kez ödeyen tek hayvandır. Diğer hayvanlar her yanlışlarının cezasını bir kez çeker.

10. İnsanlık, gerçeğin, adaletin ve güzelliğin arayışını sürdürüyor. Gerçeği arıyoruz çünkü zihnimizde depoladığımız yalanlara inanıyoruz. Adaleti arıyoruz çünkü sahip olduğumuz inanç sisteminde adalet yok. Güzelliği arıyoruz, çünkü kişi ne kadar güzel olursa olsun, o kişinin güzelliğine inanmıyoruz.






11. Tüm zihniniz sisin ta kendisi. Toltekler buna mitote diyor. Zihniniz binlerce kişinin aynı anda konuştuğu ve kimsenin birbirini anlamadığı bir rüya. İnsan zihninin durumu işte budur: Büyük mitote. Bu büyük mitote yüzünden gerçekte kim olduğunuzu göremiyorsunuz. Hindistan'da buna mitote maya diyorlar. Bu, illüzyon anlamına geliyor, kişiliğin "ben" sandığı şey.

12.  Ölüm, sahip olduğumuz en büyük korku değildir; en büyük korkumuz yaşamak için risk almaktan korkmamızdır.

13. Mükemmel olmadığımız için de kendimizi reddederiz. Bu öz-reddedişin boyutu, yetişkinlerin onurumuzu ne kadar etkin bir biçimde zedelediğiyle doğru orantılıdır.

14. Kendimiz için yeterince iyi değilizdir. Çünkü kendi mükemmellik imajımıza uygun değilizdir. Olmayı arzu ettiğimiz gibi olamadığımız için olmamız gerektiğine inandığımız gibi biri olamadığımız için kendimizi affedemeyiz. Mükemmel olmadığımız için kendimizi affedemeyiz.

15. Kendimizi reddetmenin nedeni mükemmellik imajına sahip olmamızdır. Bu nedenle, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeyiz; bu nedenle başkalarını olduğu gibi kabul etmeyiz.

16.  Hangi dili konuşursanız konuşun, niyetiniz söz aracılığıyla şekil bulur.

17. İnsan zihni, sürekli tohumların ekildiği verimli toprak gibidir. Tohumlar düşünceler, fikirler ve kavramlardır. Söz tohum gibidir ve insan zihni son derece verimlidir! Bir tohum, bir düşünce ekersiniz ve o büyür. Burada tek problem şudur: Genellikle bu verimli toprağa korku tohumları ekilir.

18. Sözlerinizin arı olması çok önemlidir. İlk anlaşma "sözleriniz arı, kusursuz, eksiksiz olmalıdır.

19. Herhangi bir fikri işitip ona inandığımızda bir anlaşma yaparız. Ve bu anlaşma inanç sistemimizin bir parçası olur.

20. Sözlerinizin saflık derecesini, öz-sevginizin boyutuyla ölçebilirsiniz. Kendinizi ne kadar sevdiğiniz ve kendinizle ilgili ne hissettiğiniz, sözünüzün kalitesi ve onurluluğuyla doğru orantılıdır.





21. İkinci anlaşma, hiçbir şeyi kişisel algılamamaktır.

22. Bir şeyi kişisel algıladığımızda, onların bizim dünyamızın nasıl olduğunu bildiklerini varsayarız. Ve kendi dünyamızı onların dünyasına empoze etmeye çalışırız.

23. Başka boyutlarda da insan zihnine benzeyen canlı varlıklar vardır. Toltekler bu varlıklara Allies (Dost) diyor. Avrupa, Afrika ve Hindistan'da bu varlıklara Tanrılar deniliyor.

24. Zihin kendisiyle konuşabilir ve kendisini dinleyebilir. Zihnin de bedeniniz gibi bölümleri vardır. Tıpkı bir elinizle diğer elinizi tutup onu hissedebildiğiniz gibi zihin de kendi kendisiyle konuşabilir. Zihnin bir kısmı konuşur, diğer kısmı dinler. Ama zihninizin binlerce parçası aynı anda konuşmaya başladığında büyük problem yaşanır

25. Hiçbir şeyi kişisel algılamayın. Çünkü kişisel algıladığınızda hiçbir şey uğruna kendinizi acı çekmeye mahrum edersiniz.

26.  İnsanların size doğruyu söyleyeceklerini beklemeyin çünkü onlar kendilerine de yalan söylüyor.

27. İnsanları kişisel algılamadan gerçekte oldukları gibi görebilmeyi başardığımızda, asla onların söylediği ya da yaptığı şeylerden incinmeyiz. Size yalan da söyleseler bundan incinmezsiniz. Çünkü onların korktukları için yalan söylediklerini bilirsiniz.

28. İnsanlar kendilerinin mükemmel olmadığının sizin tarafınızdan keşfedilmesinden korkuyor. Sosyal maskeden sıyrılmak acı vericidir. Birisinin söylediği ve yaptığı şey arasında fark varsa ve siz davranışa değil, söylenene kulak vermeyi seçerseniz, kendinize yalan söylemiş olursunuz.

29. Üçüncü anlaşma varsayımda bulunmamaktır.

30. Yaşamınızdaki üzüntülerin ve dramaların kaynağında kişisel algılamak ve varsayımda bulunmak vardır.





Yorumlar

Popüler Yayınlar