90/10 KURALI
90/10 kuralı, kişisel gelişim ve liderlik literatüründe
popüler bir kavram olarak bilinir ve hayatımızdaki olayların %90’ının bizim
kontrolümüz dışında geliştiğini, ancak bu olaylara verdiğimiz tepkilerin
hayatımızın %10’unu etkilediğini savunur. Bu kurala göre, başımıza gelenlerin
çoğunu kontrol edemeyiz, ancak bu olaylar karşısında sergilediğimiz tavırlar
tamamen bizim kontrolümüzde olup, hayatımızın kalitesini doğrudan etkiler.
Örneğin, sabah işe geç kalmak, bir iş arkadaşımızla yaşadığımız sorun ya da dış
dünyadaki beklenmedik değişiklikler bizim kontrol edemediğimiz şeylerdir.
Ancak, bu olaylara verdiğimiz tepki, günün geri kalanını nasıl geçireceğimizi
belirler.
Bu kural, özünde, duygusal zekayı, farkındalığı ve kişisel
sorumluluğu vurgular. Olayların kontrol edilemez doğasını kabul etmek ve
dikkatimizi bu olaylara verdiğimiz tepkilere yönlendirmek, bireylerin stres
yönetimi ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. 90/10
kuralı, hayatın zorluklarına ve belirsizliklerine karşı güçlü bir içsel denge
kurmanın anahtarı olarak görülür.
Kuralın Temel Mantığı
Kural, matematiksel bir model gibi görünse de aslında insan
psikolojisine dayanır. İnsanlar genellikle çevrelerinde gelişen olaylar
karşısında tepkilerini kontrol etmek yerine, bu olayların kendilerini kontrol
etmesine izin verirler. Bu da gereksiz stres, gerginlik ve yanlış kararlar
almalarına neden olur. 90/10 kuralı ise kişinin odağını değiştirerek daha
sağlıklı ve pozitif bir yaklaşım geliştirmesine yardımcı olur. Başımıza gelen
olaylar değil, bu olaylara nasıl tepki verdiğimiz hayatımızı şekillendirmektedir.
Bir örnek vermek gerekirse, sabah iş yerine gitmek için
acele ediyorsunuz ve aniden bir trafik kazası yüzünden yolda kalıyorsunuz.
Trafik sıkışıklığı kesinlikle kontrol edemeyeceğiniz bir durumdur. Bu olay,
gününüzün %90’ını temsil eder. Ancak, bu duruma karşı nasıl tepki verdiğiniz,
yani kızıp stres mi yapacağınız ya da durumu kabullenip alternatif bir çözüm mü
arayacağınız, gününüzün %10’unu etkiler. Sinirlenir ve gerilime kapılırsanız,
muhtemelen günün geri kalanında da olumsuz bir ruh hali içinde olursunuz. Ancak
olayı kabullenip sakince ilerlerseniz, gününüzün geri kalanını daha üretken ve
mutlu bir şekilde geçirebilirsiniz.
Kuralın Uygulama Alanları
90/10 kuralı yalnızca bireysel hayatımızda değil, iş
dünyasında da sıkça uygulanan bir stratejidir. Özellikle liderler ve
yöneticiler, karşılaştıkları zorluklar karşısında verdikleri tepkilerle
ekiplerinin motivasyonunu doğrudan etkiler. Bir liderin karşılaştığı kriz
anında sergilediği duruş, ekibin nasıl bir yol izleyeceğini belirler. Panik
yapıp olumsuz bir tutum sergilemek yerine, soğukkanlılıkla durumu
değerlendirmek ve çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemek, ekibin moralini yüksek
tutar ve krizin olumsuz etkilerini minimize eder.
Özellikle yüksek stresli ortamlarda çalışan insanlar için bu
kural son derece faydalıdır. İş yükü, kısa teslim tarihleri ya da beklenmedik
sorunlar karşısında tepkilerimizi kontrol etmek, hem kişisel verimliliğimizi
hem de genel işyeri atmosferini olumlu yönde etkiler.
90/10 Kuralının Duygusal Zeka ile İlişkisi
Duygusal zeka, bireylerin hem kendi duygularını hem de
başkalarının duygularını anlama, yönetme ve kullanma becerilerini kapsamaktadır.
90/10 kuralı ise bu becerilerin bir uzantısı olarak değerlendirilebilir. Çünkü
bu kural, bireylerin olaylar karşısında verdiği tepkileri bilinçli bir şekilde
yönetmelerini önerir. Öfke, hayal kırıklığı ya da korku gibi negatif duyguların
kontrol altında tutulması ve daha yapıcı tepkiler verilmesi, yüksek bir
duygusal zekanın işareti olarak kabul edilir.
Duygusal zeka gelişimi, 90/10 kuralının daha etkili bir
şekilde uygulanabilmesini sağlar. Örneğin, trafikte kaldığınızda öfke patlaması
yaşamak yerine, derin bir nefes alıp durumu sakin bir şekilde kabullenmek, hem
sizin ruh sağlığınızı korur hem de çevrenizdekilere daha pozitif bir enerji
yaymanızı sağlar. Böylece, günlük yaşamın getirdiği küçük aksilikler büyük
sorunlar haline gelmeden aşılabilmektedir.
90/10 Kuralını Uygulamak İçin İpuçları
Farkındalık Geliştirin: Günlük yaşantınızda başınıza gelen
olaylara nasıl tepki verdiğinizi gözlemleyin. Hangi durumlarda strese giriyor
ve yaşanan bu stresle nasıl başa çıkıyorsunuz? Farkındalık, tepkilerinizi
kontrol etmenin ilk adımıdır.
Tepkilerinizi Sorgulayın: Bir olay karşısında otomatik
olarak verdiğiniz tepkileri sorgulayın. Bu tepki size veya çevrenizdekilere
nasıl bir etki yaratıyor? Alternatif bir tepki geliştirebilir misiniz?
Nefes Almayı Unutmayın: Zor durumlarda, derin nefes almak ve
bir an durup düşünmek sakin kalmanıza yardımcı olabilir. Tepkisel davranmak
yerine bilinçli bir karar almak, olayın etkilerini hafifletir.
Olumsuz Düşüncelerden Kaçının: Negatif düşünceler, olaylara
verdiğiniz tepkileri olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle, olumsuz düşünceler
yerine daha yapıcı ve çözüm odaklı düşünceler geliştirmeye çalışın.
Sonuç
90/10 kuralı, hayatın kontrol edemediğimiz yönlerini
kabullenip, tepkilerimizi bilinçli bir şekilde yönetmemizi sağlayan bir
rehberdir. Kişisel ve profesyonel hayatımızda karşılaştığımız zorluklar
karşısında vereceğimiz tepkiler, bu zorlukların üzerimizdeki etkisini
azaltabilir ya da büyütebilir. Kuralın temel mesajı basittir: Olaylar değil, bu
olaylara verdiğimiz tepkiler hayatımızı şekillendirmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder