Objektif Denge Kuramı Yaklaşımı

 


Objektif denge kuramı, iletişim sürecinde kişiler arasındaki etkileşimin, nesnel bir denge üzerine kurulduğunu savunan bir teoridir. Bu kurama göre, başarılı iletişim için kişiler arasında ortak bir zemin, yani nesnel bir denge olması gerekmektedir.

Kuramın Temel İlkeleri

  • Ortak Zemin: İletişimin etkili olabilmesi için iletişimde bulunan kişilerin ortak bir referans çerçevesine sahip olması gerekmektedir. Bu referans çerçevesi, ortak bilgi, deneyim, değerler veya inançlar olabilir.
  • Nesnellik: İletişimde kullanılan dilin ve sembollerin anlamının, her iki tarafça aynı şekilde anlaşılması gerekmektedir. Subjektif yorumlara yer verilmeden, nesnel bir dil kullanılmalıdır.
  • Simetri: İletişim sürecinde, her iki tarafın da eşit haklara sahip olması ve birbirini dinleme konusunda istekli olması gerekmektedir. Hiyerarşik bir yapı yerine, eşitlikçi bir iletişim ortamı hedeflenmelidir.
  • Açıklık: İletişimde kullanılan mesajların net, anlaşılır ve belirsizliğe yer vermeden ifade edilmesi gerekmektedir.

Kuramın Önemi ve Uygulama Alanları

Objektif denge kuramı, özellikle işletmelerde, eğitimde ve sosyal ilişkilerde etkili iletişim kurmak isteyen kişiler için önemli bir çerçeve sunar. Bu kuramın temel ilkelerine uygun olarak iletişim kurulduğunda;

  • Anlaşmazlıkların azalması: Ortak bir zemin üzerinde iletişim kurulduğunda, farklı görüşler daha kolay anlaşılır ve çözümler üretilir.
  • İşbirliğinin artması: Eşitlikçi ve açık bir iletişim ortamında, kişiler birbirleriyle daha kolay işbirliği yapar.
  • Karar alma süreçlerinin hızlanması: Net ve anlaşılır bir iletişim sayesinde kararlar daha hızlı ve doğru bir şekilde alınır.
  • Motivasyonun artması: Çalışanlar veya öğrenciler, kendilerini anlaşılmış ve değerli hissettiklerinde daha motive olurlar.

Kuramın Eleştirileri

Objektif denge kuramı, her ne kadar etkili iletişim için önemli bir çerçeve sunsa da bazı eleştirilere de maruz kalmaktadır. Bu eleştiriler arasında şunlar vardır;

  • Kültürel Farklılıklar: Farklı kültürlere sahip insanların iletişim kurarken, ortak bir zemin bulmalarının zor olabileceği belirtilir.
  • Güç İlişkileri: İletişimde her zaman eşitlikçi bir ilişki olmadığı, güç dengesinin iletişimi etkileyebileceği savunulmaktadır.
  • Duygusal Boyut: İletişimin sadece rasyonel bir süreç olmadığı, duygusal boyutun da önemli olduğu vurgulanmaktadır.

Sonuç olarak, objektif denge kuramı, etkili iletişim kurmak isteyen herkes için faydalı bir teoridir. Ancak bu kuramın sınırlamalarının da farkında olmak oldukça önemlidir. İletişim sürecinde hem bu kuramın ilkelerini göz önünde bulundurmak hem de kültürel farklılıklar, güç ilişkileri ve duygusal boyut gibi faktörleri dikkate almak gerekmektedir.

Objektif Denge Kuramının Diğer İletişim Kuramlarıyla İlişkisi

Objektif denge kuramı, iletişim sürecinde nesnel bir dengeye ulaşmayı hedefleyen bir yaklaşım sunar. Bu nedenle, diğer birçok iletişim kuramıyla kesişme noktaları ve farklılıkları bulunmaktadır.

1. Bilgi Süreci Kuramı ile İlişkisi:

  • Ortak Nokta: Her iki kuram da iletişimin bilgi alışverişi olduğunu kabul eder.
  • Farklılık: Bilgi süreci kuramı, iletişimin doğrusal bir süreç olduğunu vurgularken, objektif denge kuramı daha çok etkileşim ve karşılıklılık üzerine odaklanır.

2. Uyum Kuramı ile İlişkisi:

  • Ortak Nokta: Her iki kuram da iletişimde uyumun önemini vurgular.
  • Farklılık: Uyum kuramı, kişilerin birbirlerine uyum sağlaması için mesajlarını değiştirmelerini önerirken, objektif denge kuramı ortak bir zemin bulmaya odaklanır.

3. Algılama Kuramı ile İlişkisi:

  • Ortak Nokta: Her iki kuram da iletişimin algılama ile yakından ilişkili olduğunu kabul eder.
  • Farklılık: Algılama kuramı, bireylerin mesajları nasıl algıladığına odaklanırken, objektif denge kuramı daha çok mesajların nasıl üretildiği ve alındığına odaklanır.

4. Sosyal Bilişsel Kuramı ile İlişkisi:

  • Ortak Nokta: Her iki kuram da bireylerin sosyal etkileşimlerdeki bilişsel süreçlerinin önemini vurgular.
  • Farklılık: Sosyal bilişsel kuram, bireylerin geçmiş deneyimleri ve beklentilerinin iletişimi nasıl etkilediğini incelerken, objektif denge kuramı daha çok iletişimin yapısal özelliklerine odaklanır.

5. Sistem Kuramı ile İlişkisi:

  • Ortak Nokta: Her iki kuram da iletişimi bir sistem olarak görür ve sistemdeki tüm unsurların birbirini etkilediğini kabul eder.
  • Farklılık: Sistem kuramı, iletişimin daha geniş bir kapsamda tüm sosyal sistemleri nasıl etkilediğini incelerken, objektif denge kuramı daha çok bireyler arasındaki etkileşime odaklanır.

Özetle

Objektif denge kuramı, diğer iletişim kuramlarıyla birçok ortak noktaya sahip olmakla birlikte, kendine özgü bir bakış açısı sunar. Bu kuram, iletişim sürecinde nesnel bir dengeye ulaşmanın önemini vurgularken, diğer kuramlar iletişimin farklı yönlerini daha detaylı bir şekilde inceler.

Objektif denge kuramının diğer kuramlarla olan ilişkisi, iletişim sürecinin karmaşık ve çok boyutlu olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, etkili bir iletişim kurabilmek için farklı kuramların sunduğu bilgileri bir araya getirmek ve duruma uygun bir yaklaşım benimsemek önemlidir.

Başka bir deyişle, objektif denge kuramı, iletişimin bir haritasını çıkarmaya çalışan birçok farklı pusuladan sadece biridir. Diğer pusulalarla birlikte kullanıldığında, daha doğru ve kapsamlı bir yolculuk yapmak mümkün olur.

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar